30 Ekim 2025
  • İstanbul9°C
  • Ankara6°C
  • İzmir14°C
  • Konya6°C
  • Sakarya7°C
  • Şanlıurfa17°C
  • Trabzon13°C
  • Gaziantep14°C

NEDİM ODABAŞ'TAN: MEDYA KARAKTERİSTİĞİ

“Senin söylediklerinin hiç birisine katılmıyorum.

Nedim Odabaş'tan: Medya karakteristiği

nedimodabas_1213

“Senin söylediklerinin hiç birisine katılmıyorum. Ama bu fikirleri savunabilmeni yürekten kabul ediyorum…” Demokrasi kavramı, bu cümlenin ana temasıyla özetlenebilecek kadar basit olmayabilir, ama tahammülle, sabırla, empatiyle izah edilebilir. Türkiye Cumhuriyeti tarihini bir karabasan gibi saran darbeler, “Ben senin fikrine katılmıyorum. Ve senin iktidarını onaylamadığım için metazori şekilde seni görevinden alıyorum” fikrini içselleştirmiş militarizmin ahtapot kollarıyla şekillenmiştir. 1960 darbesi, 1970 muhtırası, 1980 darbesi, 28 Şubat Postmodern Darbesi, demokratik şekilde iktidara gelmiş siyasi partilerin zoraki şekilde devrilmesiyle, yeni bir sosyal ve siyasal düzen kurmak amacını taşıyan karanlık güç gösterileri olmuştur. Geçtiğimiz hafta 12 Eylül darbesinin yıl dönümüydü… Darbecilerin kendilerini korumaya alıp, hesap sorulamaz, soru sorulamaz, yargılanamaz bir hukuksal kılıfı bile giydirdikleri sistem, aradan geçen 24 sene sonra ne üretti? 12 Eylül, bir planın, bir projenin, adım adım getirilen tablonun ürünüydü. Sağ ve sol çatışmaları adı altında körüklenen sosyal savaşı bahane eden militarist irade, bir gece yönetimi ele geçirdi. Binlerce insanı siyasi suçlu olarak hapislere doldurdu. Yüzlerce insan, bu kaos ortamında kayboldu, yitip gitti. 12 Eylül, suya sabuna bulaşmayan, düşünmeyen, konuşmayan, hesap sormayan bir kamuoyu prototipi oluşturmak için özel olarak kurgulanmış bir darbeydi. Fikirleriyle çatışan bir nesil, bir gecede yok olmuş, bu kirli entrika kokan darbeye rıza üretilmiş, insanlar artık kapitalizmin, materyalizmin, hedonizmin esiri olmuş küçük çaplı bireylere döndürülmüştü. Bu zorlu süreci zihinlere yedirmek, insanları dönüştürmek görevi ise medyanın göreviydi. Medya, bukalemun gibiydi… Bir gecede darbecilerin yalakası haline dönüşüvermiş, ülkenin demokratik zeminine bomba koyan, kendi heva hevesleri uğruna memleketin 50 yılını çalan cuntacılara el pençe divan durmayı içine sindirebilmişti.

Aslında bu medyanın genel karakteristiğiydi… 28 Şubat sürecinde de, Sincan’da tanklar yürürken, darbe özlemiyle yanıp tutuşan medya soytarıları, olup biteni alkışlayacak ve “Darbe özlemlerini açığa vuracak” şekilde yayın politikalarını şekillendiriyorlardı.

“Demokrasilerde çare tükenmez” derdi, Süleyman Demirel… Ama demokrasilerde de çarelerin tükendiği bir limit vardır fikrini zihnimize sokmak için çabalayan cuntalar, militarist iradeler, medya manivelasıyla yaptıkları darbelere kılıflar giydirdiler. Türkiye’nin önüne barikatlar koydular… İnsanlarımızı zombilere dönüştürerek, “Her şeye eyvallah” çeken bir kimliğe büründürdüler. Önceki gece Belgeselci adlı bir program seyrettim… 1960 darbesinin mağduru, mazlumu Adnan Menderes’in oğlu Aydın Menderes, darbe dönemindeki medyanın tavrını anlatıyordu. Menderes, “Suçlamaların ardı arkası kesilmesin diye, basın daha fazla materyal bulabilmek için çabalıyordu” mealinde bir şeyler söyledi.

Medya, Cumhuriyet tarihimizi demokratik inkıtaya uğratan darbelerin hepsinde aktif rol üstlenmiş ve cuntacıların anti demokratik tavrını meşrulaştırmak için tüm gücünü seferber etmiş, bir darbe hizmetkârıdır.

Medya, “Bana dokunmayan yılan bin yaşasın” zihniyetiyle, toplumun gözden çıkarılmasına, ülke yönetiminin perişan edilmesine ses çıkarmayarak, darbecileri arkalayan yapısıyla ülkemizin sosyal, siyasal, kültürel tüm kanallarının tıkanmasının baş aktörü olmuştur.

İri tirajlı ve bol reytingli medyamızın demokrasi güzellemeleri yapmasına sakın inanmayın…

Demokrasi nutukları atmasına sakın inanmayın…

Onların yüzündeki cilayı sıyırınca ve perdeyi kaldırınca, arkasından korkunç bir demokrasi düşmanı yüz çıkar…

 

16.09.2014 Milli Gazete 

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.