06 Kasım 2025
  • İstanbul17°C
  • Ankara15°C
  • İzmir18°C
  • Konya17°C
  • Sakarya16°C
  • Şanlıurfa25°C
  • Trabzon16°C
  • Gaziantep21°C

NEDİM ODABAŞ'TAN: ŞEHRE SAHİP ÇIKMAK

Tarihe damga vurmuş bütün şehirlerin, kadim medeniyetlerin başkentliğini yapmış mekânların kendilerine özgü stilleri, tarzları ve yapı blokları vardır.

Nedim Odabaş'tan: Şehre sahip çıkmak

Bugünlerde Eminönü’ne gidenler, Kadıköy’den Vapur’la Eminönü’ne geçenler, onlarca neslin bizlere bir dantel gibi devrettiği tarihsel siluetin içinde iki tane gökdelenin bir hançer gibi saplandığı, rezil mi rezil görüntüyü görerek kahroluyorlar.

Zeytinburnu’ndan yükselen iki gökdelen, İstanbul’un o mükemmel siluetini, turistlerin, İstanbul’a âşık olanların fotoğraflamak için can ettiği o güzelim görüntüyü, bir perde gibi yırtıyor ve ortaya şehir mirasına ihanet eden bir şekil bozukluğu karşımıza dikiliveriyor.

Şehirleri koruyan, kollayan ve onları nesilden nesle aktaran, şehrin içinde yaşayan, caddelerinde, sokaklarında gezerek o şehri dinç tutan insanlardır. Bu şekil bozukluğunun, bu hormonlu görüntünün, bu şehrin bağrına bir hançer gibi saplanan ucubelerin de oraya dikilmesinin birinci sebebi, o şehri sahiplenmeyen insanlardır.

Ve bu şehri koruyup kollama bilinciyle hareket etmeyen, işin kapitalizm boyutunda olan yerel yönetimlerdir. Devlet mekanizmasıdır…  Geçtiğimiz günlerde bu ucube görüntü bozukluğuyla ilgili olarak, Başbakan Tayyip Erdoğan demiş ki, “Gökdelenlerin müteahhidine kırgınım, konuşmuyorum. Darıldım” Güler misiniz? Ağlar mısınız?

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı yapmış olan Tayyip Erdoğan’ın, İstanbul’un tarihsel mirasına hançer sokulurken, tarihsel siluetine hormonlu bir görüntü eklenirken, yapabileceği tek şey bu mudur? İcraat makamında olan, Türkiye Cumhuriyeti’nin Başbakanı, “Darıldım, gücendim”le iş yapmaz. Ya ne yapar?

Bu görüntünün sahiplerine yaptırım uygular… İmar izninin iptal edilmesini sağlar. Ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin gücünü kullanarak, bu iki rezil binayı kamulaştırıp, yerle bir eder. İmar izni varmış… Yapı ruhsatı varmış… Öyleymiş, böyleymiş… Bunlar bahane… Yarın bir gün, Kız Kulesi’nin karşısına başka bir şey dikmek isteyen bir müteahhide, farz-ı muhal Üsküdar Belediyesi ruhsat verse, buraya 20 katlı bir deniz oteli inşa edilse, ne diyeceğiz, “Çok darıldık, yapmasaydık güzel olurdu, gücendik, konuştuk, küstük” mü? Şehirlerinin tarihsel mirasına sahip çıkamayan bir yerel yönetimden, bu yerel yönetimi kontrol edemeyen bir hükümetten, bu ülkenin geleceğiyle ilgili ne bekleyebilirsiniz?

 

23.04.2013 Milli Gazete

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.