- Hakkımızda
- TYB Ödülleri
- Genç Yazarlar Kurultayı
- Kitaplık
- Ahlâk Şûrası
- Yazar Okulu
- Mehmet Âkif Ersoy
- Türkçe Şûrası
- Milletlerarası Şehir Tarihi Yazarları Kongresi
- Yayınlar
- Söyleşi
- Şube Haberleri
- Salgın Edebiyatı
- Haberler
- Şiir Şölenleri
- Mesnevi Okumaları
- Kültür & Sanat Haberleri
- Kültür Kervanı
- Kırklar Meclisi
- Duyurular
- Biyografiler
24 Ekim 2025- İstanbul21°C▼
- Ankara15°C
- İzmir20°C
- Konya17°C
- Sakarya21°C
- Şanlıurfa23°C
- Trabzon19°C
- Gaziantep19°C
NİDAYİ SEVİM, İKİ ÇAY, BİRİ DEMLİ OLSUN
“O çaylar dağları bin parça eder getirir. / Yaşamayı çağıl çağıl getirir.” Böyle diyordu Üstad Sezai Karakoç “Çay” isimli şiirinde… Biz o zamanlar şiiri bilmez, üstadı da tanımazdık.

30 Aralık 2020 Çarşamba 14:00
Babalarımız gurbet ellerde çaycılık yaptığından biz de köyde kendimizi bu işe hazırlardık. Zira şehirle ilgili konuşmalarda hep çay kelimesi geçerdi. “Çay ocağı almış”, “filancanın yanında çaycılık yapıyormuş”, “iki ortak çay ocağı devralmış” gibi.
Üç tane düzgün taşı kafa kafaya verip içerisine bir iki parça geven dikeni tıkıştırdık mı sistem tamamdır. Kibriti çaktığımız gibi kara demlik 3-5 dakika içerisinde fokurdamaya başlardı. O zamanlar çift demlik lükstü. Tek demlik işimizi görürdü. Şeker, çay sıkıntısı da vardı. Hatta bardaklarımızı arkadaşlarımızla sırayla yudumlardık. Bardak derken o ince belli cam bardağını kastetmiyorum. Maşrapa gibi bu işlevi görebilecek ne bulursak onunla içerdik. Kara demlikle, ocakla uğraşırken hem baba özlemimizi giderir hem de gelecekteki işimizin hayalini kurardık. Çünkü başka bir iş bilmezdik. Tabii olarak hayalini de kuramazdık…
Çayı Rizeliler üretir, Kemahlılar pişirir
Köyden gelip, Beyoğlu İstiklal Caddesinde babama ait çay ocağında gözlerimi açtığım zaman takvim 1979 yılını gösteriyordu. İlkokulu yaşıtlarımdan bir sene önce bitirmiştim. Henüz 11 yaşındaydım. Su kazanının üstündeki çaydanlığa uzanmak için taburenin üzerine çıkardım. Bir bardak çay için yedi kat çıkıp inmek değil de hafta sonu merdivenleri Arap sabunu ile cilalamak gerçekten sabır ve hüner gerektiriyordu. Aza kanaat edip ömürlerini bir merdivenin altında geçirerek helalinden kazanmayı şiar edinen hemşerilerimiz, İstanbul’da temiz, saf ve muteber insanlar olarak bilinir. Aynı zamanda birer insan sarrafı olmalarında bu çay ocaklarının büyük payı vardır. Düşünebiliyor musunuz? 10 kuruşluk çay parasını ödememek için çay bardaklarını, meşrubat şişelerini çöpe atan, evine götürmeye tenezzül eden insanları tanıyorsunuz!.. Bu tecrübelerin bizim için büyük bir sermaye olduğunu çok daha sonraları öğrendik. Nitekim bu çay ocaklarından mezun olan ikinci-üçüncü kuşaklar arasından Türkiye çapında önemli iş adamları çıkmıştır.
Devamı: https://www.izdiham.com/nidayi-sevim-iki-cay-biri-demli-olsun/
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.