Nüfus artış hızımızın bir yok oluşa doğru sürüklendiğimizi ihtâr edecek seviyelere düşmesi üzerine idârecilerimizde birtakım kımıldanışlar başladı. Bu hususta Râsim Özdenören’in 25-30 yıl öncesinden meseleye dikkat çeken yazısını paylaşmıştım. Râsim Özdenören merhûmun mesele hakkındaki tespitlerinin günümüze taşınmasını bundan sonraki yol haritasının belirlenmesi bakımından ehemmiyetli buluyorum. Uzunca bir yazısını bölüm bölüm günümüz dertlilerinin tefekkürüne sunmak isterim.
Nüfus planlaması ve bazı sosyal yansımaları
Şimdi yeniden konumuza dönelim.
Dünya nüfusunun gitgide çoğalmasını, daha kalabalık bir dünyada yaşamak zorunda kalışımızı kalkınma iktisatçıları endişesiyle izlemekte ve nüfus artışının durdurulmasını, hiç olmazsa azaltılmasını istemektedirler. Artışın durdurulması veya azaltılması için de çareler, tedbirler öngörmektedirler.
Bu iktisatçılar “nüfus patlaması” diye adlandırdıkları ve ürkerek baktıkları olaya şöyle yaklaşıyor ve diyorlar ki: Bir ülkenin refah ölçütlerinden birisi fert başına düşen milli gelirdir. Fert başına düşen milli gelir ne kadar yüksekse o ülkenin refahı da o ölçüde sağlanmış demektir. Yani fert başına düşen gelirle refah seviyesi arasında doğru orantılı bir ilişkinin mevcudiyeti söz konusudur, diyorlar.
Devamı: https://www.yeniakit.com.tr/yazarlar/ahmet-talib-celen/nufus-planlamasi-ve-bazi-sosyal-yansimalari-1-48900.html
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.