- Hakkımızda
- TYB Ödülleri
- Genç Yazarlar Kurultayı
- Kitaplık
- Ahlâk Şûrası
- Yazar Okulu
- Mehmet Âkif Ersoy
- Türkçe Şûrası
- Milletlerarası Şehir Tarihi Yazarları Kongresi
- Yayınlar
- Söyleşi
- Şube Haberleri
- Salgın Edebiyatı
- Haberler
- Şiir Şölenleri
- Mesnevi Okumaları
- Kültür & Sanat Haberleri
- Kültür Kervanı
- Kırklar Meclisi
- Duyurular
- Biyografiler

- İstanbul21°C▼
- Ankara22°C
- İzmir27°C
- Konya25°C
- Sakarya21°C
- Şanlıurfa31°C
- Trabzon17°C
- Gaziantep29°C
NÜFUS PLANLAMASI VE BAZI SOSYAL YANSIMALARI (4)

Ahmet Tâlib ÇELEN
02 Haziran 2025 Pazartesi 11:28
Rasim Özdenören’in yazısına devam:(…)
Nüfus planlaması sonucunda doğumların giderek azalması nedeniyle Almanya’da sürekli düşen nüfus, Federal Hükümeti çeşitli tedbirler almaya zorluyor. Çocuklu ailelere vergi kolaylığı sağlanacağının açıklanmasından sonra Federal Hükümet bu kez de, 1 Ocak 1986 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere yeni doğan her çocuk için ailelere 1 yıl süreyle aylık bağlanmasını kararlaştırdı. Aylık yardım miktarının 600 mark (yaklaşık 90 bin TL) olarak belirlendiği bildirilmektedir.3
Öte yandan, Fransa›da evlenenlerin sayısı azalırken boşanmalar artmaktadır. Fransa›da (ve genelde bütün Avrupa›da) doğumların azalması yaşlı nüfusun artmasına neden olmaktadır. Son bir araştırma raporunun sonuçlarına göre, ülkenin bazı yörelerinde evlenmeler yüzde 40, Paris yöresinde ise yüzde 20›ye kadar düşüyor. 1970 yılında başkentte her 10 çiftten biri boşanıyordu. Oysa 1984›te bu oran iki buçuk çiftte bire yükseldi. Sanat çevrelerinde yaygın olan nikahsız yaşama modası, giderek orta kesim arasında da yaygınlaşıyor. Bir açıklamaya göre “aile” kavramı zamanla değiştiğinden, çiftler bu şekilde yaşamayı tercih ediyor. Bu tercih sahipleri için önemli olan evlenmek veya yuva kurmak değil, aşk yaşayıp özgür olmaktır.4 Ne var ki, Alman hükümeti gibi Fransa hükümeti de, doğumların azalmasını endişeyle karşılıyor ve doğuma prim veriyor. Bu yolda, evlilik dışı doğumlar bile hoş karşılanmakta, hatta teşvik edilmektedir. Nitekim nikahsız yaşamaların bir kısmının bu sebepten kaynaklandığı öne sürülmektedir. Nikahsız olarak çocuk sahibi olmak, anne ve babaya evli olmaktan daha çok olanak sağlamaktadır.5
Doğum kontrol yöntemleri basit olarak sadece istenmeyen çocuğun doğmasını önlemekle ve böylece ülke nüfusunu belli bir noktada dondurmak veya azaltmakla kalmıyor, bir yandan mevcut nüfusun gitgide ihtiyarlardan oluşmasına yol açarken, bir yandan da hem kişisel, hem toplumsal planda başka dertlerin ortaya çıkmasına zemin hazırlıyor. Hap ve spiral gibi doğumu önleyici yöntemlerin oluşturduğu yan etkiler ve cinsel hastalıkların yaygınlaşması sonucu kısır kadınların sayısı gittikçe artıyor. Amerika’da yaklaşık 10 milyon kişi, yani evli çiftlerin yüzde 15’i çocuk sahibi olmak istediği halde, emeline ulaşamıyor. Bunların yaklaşık yarısının ameliyat ya da hormon tedavisi ile bir çocuğa kavuşabilme “umudu” olsa da, geriye kalanların hiçbir seçeneği bulunmuyor. Amerika’da artık çocuk sahibi olma umudu kalmayanlara “yardım” için son yıllarda bir başka yöntem düşünülmüş ve bulunmuştur: “Kiralık Anneler Şirketi”. İlki Kasım 1980’de kurulan bu şirketlerin sayısı bu gün 20’yi aşmıştır. “Kiralık anne” görevini üstlenen kadınların sayısı ise 300’ün üzerindedir. Şimdi birçok çift, bir çocuk sahibi olabilmek için bu aracı şirketlere başvuruyor. Kiralık anneleri, isterlerse kataloglardan seçebilme imkânları da var. Seçilen “kiralık anne” suni döllenme yoluyla hamile bırakılıyor. Çiftler, bu yoldan bir çocuk sahibi olabilmek için şirketlere astronomik rakamlar ödüyorlar (yaklaşık 5 milyon lira).6
Devamı için: https://www.yeniakit.com.tr/yazarlar/ahmet-talib-celen/nufus-planlamasi-ve-bazi-sosyal-yansimalari-4-49124.html
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.