- Hakkımızda
- TYB Ödülleri
- Genç Yazarlar Kurultayı
- Kitaplık
- Ahlâk Şûrası
- Yazar Okulu
- Mehmet Âkif Ersoy
- Türkçe Şûrası
- Milletlerarası Şehir Tarihi Yazarları Kongresi
- Yayınlar
- Söyleşi
- Şube Haberleri
- Salgın Edebiyatı
- Haberler
- Şiir Şölenleri
- Mesnevi Okumaları
- Kültür & Sanat Haberleri
- Kültür Kervanı
- Kırklar Meclisi
- Duyurular
- Biyografiler
OCAK 2020 DERGİLERİNE GENEL BİR BAKIŞ-4
Biyografi mi biyografik roman mı?
03 Şubat 2020 Pazartesi 12:20
Türk Edebiyatı dergisini çok değerli buluyorum. Özellikle kaynak eser niteliğindeki yazıları ile arşivlenmeyi hak eden bir içeriğe sahip olan dergi 2020 yılına 555. sayısı ile giriş yaptı.
Dergiden paylaşacağım ilkyazı Mahmut Babacan’a ait. Biyografi mi Biyografik Roman mı? diyerek biyografik romanı işliyor yazısında, elbette örnekler eşliğinde.
“Türk edebiyatında biyografik roman türünde asıl ilk örnek, Hasan Ali Yücel’in (1897-1963) yazdığı Goethe: Bir Dehanın Romanı ( 1932) başlığını taşır. Romanın ön sözünde Yücel, bu romanın bir hayranlık duygusundan doğduğunu açıklar. Goethe’ye ve onun düşüncelerine olan hayranlığı Yücel’e bu romanı yazdırmış olmalıdır.”
“Oğuz Atay (1934-1977) Bir Bilim Adamının Romanı- Mustafa İnan (1975), Türkiye’de bu roman türünün en iyi örneklerindendir. Atay, romanda İstanbul Teknik Üniversitesi İnşaat Fakültesinden hocası olan Prof. Dr. Mustafa İnan’ın hayat hikâyesini roman tekniğinin imkânlarını kullanarak anlatır. Aynı zamanda Mustafa İnan’ın şahsında bir dönemin idealist kuşağının hayatını yansıtır.”
“Biyografik roman türünün günümüz Türk edebiyatındaki önemli yazarları arasında Hıfzı Topuz, Ayşe Kulin, Attila İlhan, Sadık Yalsızuçanlar, Fatma Karabıyık Barbarosoğlu, Sinan Yağmur gibi isimler sayılabilir. Ayrıca Beşir Ayvazoğlu’nun Ömrüm Benim Bir Ateşti Ahmet Haşim’in Hayatı, Sanatı, Estetiği, Dramı (2006) ve Tarık Buğra- Güneş Rengi Bir Yığın Yaprak (2004), roman anlatımına yakın biyografik eserlerdir.”
“Tanımında da yer verdiğimiz gibi biyografi gerçek bir hayatın tezahürüdür. İlk örnek biyografilerin başlıca özelliği olan öğretici, yol gösterici ve ahlaki olma kaygısı gibi durumlar biyografilerde gerçekliğin önüne geçmektedir. Bu durumda biyografide anlatılan kişi yazarın ya da toplumun onu görmek istediği şekilde yansıtılmakta dolayısıyla türün esas gereği olan gerçeklik saf dışı bırakılmaktadır.”
Devamı: https://www.dunyabizim.com/ocak-2020-dergilerine-genel-bir-bakis-4-makale,1361.html
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.