09 Kasım 2025
  • İstanbul16°C
  • Ankara5°C
  • İzmir15°C
  • Konya4°C
  • Sakarya11°C
  • Şanlıurfa15°C
  • Trabzon16°C
  • Gaziantep8°C

ÖMER LEKESİZ'DEN: KAHİRE KİTAP FUARI VE TAHRİR MEYDANI ÜZERİNE NOTLAR

1-Geçtiğimiz hafta, Uluslararası Kitap Fuarı için Kahire'deydim. Onların "park" dedikleri, bizimse ancak "tarla" diyebileceğimiz çok geniş bir alanda kurulmuştu kitap fuarı. Bizdeki semt pazarlarından daha salaş, daha gürültülüydü.

Ömer Lekesiz'den: Kahire Kitap Fuarı ve Tahrir Meydanı üzerine notlar

Fuar alanındaki kadın ve çocuk sayısı, erkek sayısının yaklaşık üç misliydi. Bu yüzden yayınevi sayısı kadar da mısırcı, dondurmacı vardı.

Fuarın açılışı Tahrir Kıyamı'nın birinci yıl dönümüne denk geldiği için, pislik dahil her şeyi abartmakta çok mahir olan Kahireliler büyük olaylar çıkacağı söylentisini her yere yaymışlar. Bir ara iptal edilmesi bile düşünülen fuar, söz konusu nedenle gerilimli bir şekilde açıldığından hareketini, neşesini biraz geç bulmuş.

2-Fuardaki işlerimi bitirip, Cuma günü, Nil'in aslanlı köprüsünden Tahrir Meydanı'na yürüyen protestocuların arasında karıştığımda, ne yalan söyleyeyim bizim ya da solcuların 12 Eylül öncesi mitinglerindeki ortamı tekrar yaşayacağımı sanıyordum ancak meydana varır varmaz yanıldığımı anladım.

Tahrir Meydanı kalabalıktı kalabalık olmasına ama neredeyse hemen herkeste "geçiyordum uğradım" kabilinden bir rahatlık vardı.

Ellerindeki megafonlarla grupları yönetmeye çalışanları, onların slogan buyruklarını anında takip edenleri ve elbette polisleri bir saat kadar yakından inceleyince neden yanıldığımı anladım.

Durum özetle şundan ibaretti: Protestocular neyi, nasıl yapacaklarını tam olarak bilmedikleri gibi, polisler de onların olası eylemlerine nasıl karşılık vereceklerini bilmiyorlardı. Bu karşılıklı bilgisizlik aşırı hesaplı bir davranışı beraberinde getirdiği için tekinsiz bir ortam da oluşmuyor, tekinsizliğin olmadığı yerde toplumsal heyecan eriyor, protesto için orada bulunan kalabalık sanki (Ankara'daki malum örnekleriyle) bir partinin olağan genel kurulu için toplanmış gibi görünüyordu.

Çaycısı, çorbacısı, mısırcısı, bayrakçısı, düdükçüsü işlerini rahat rahat görürlerken, protestocularla, polisler karşılıklı bilgisizliğin doğurduğu tedbirli bir duruşla meydanda bekleşiyorlardı.

Siz şimdi haklı olarak "Peki o gün dört kişi daha neden öldürüldü?" diye soracaksınız. Benim edindiğim intibaya ve bu intibamı destekleyen yerli gözlemcilerin verdikleri bilgilere göre Tahrir Kıyamı'nın ilk gününden beri ölenler polisin tecrübesizliği ve beceriksizliği yüzünden ölmüştür. Polis, yukarıdan aldığı talimatların protestocular tarafından ihlal edildiğini gördüğü anda hemen -varlığını ispat eden tek şey olarak- tabancasına sarılıyor ve şuursuzca çevresine ateş açıyor; kendi meslektaşları dahil kurşun kime denk gelirse o ölüyor.

Buradan bakıldığında Hüsnü Mübarek'i gönderenin aslında protestocular olmadığı, dost bildiği ülkelerin desteğini yitirmesinin onun sonunu hazırladığı söylenilebilir. Yitirdiği dış desteklere karşılık, yıllardır iliklerine kadar sömürdüğü halkına ve onun evlatlarından oluşan askere, polise yaslanacak yüzü de kalmadığından paşa paşa gitmiş gibi görünüyor Hüsnü.

Bu yüzden Tahrir Kıyamı, meydana geldiği ülkeden çok diğer Arap ülkelerini etkilemesiyle asıl büyük bir değer ifade ediyor. Yetmiş üç kişinin öldüğü son büyük olayı saklı tutarak söyleyecek olursam, Tahrir'in iki güne bir hareketlenmesi yukarıda söylediğim abartılı bakışın, dilin bir sonucudur. Kahireliler mendil almak için tesadüfen aynı anda toplanan on kişilik bir gruba bile "nümayişçi" gözüyle bakıyorlar çünkü.

Dolayısıyla Mısır planında Arap Baharı'nın, halk tarafından gerçekleştirilmiş değil, birileri tarafından öyle uygun görülmüş bir bahar olduğunu söylemiş oluyorum ama bilesiniz ki şunu da hatırımdan hiç çıkarmıyorum: O topraklar Seyyid Kutub'un, Halit İstanbuli'nin toprağıdır; orada sükunet bile büyük bir direniş, tam zamanında söylenen her Kelime-i Tevhid bir el bombasıdır.

08.02.2012 Yeni Şafak
Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.