08 Kasım 2025
  • İstanbul15°C
  • Ankara10°C
  • İzmir15°C
  • Konya11°C
  • Sakarya12°C
  • Şanlıurfa19°C
  • Trabzon17°C
  • Gaziantep12°C

ÖMER LEKESİZ'DEN: SAHNE SENİNDİR EY MUHAFAZAKÂR!

Şehir Tiyatroları'yla ilgili problem üzerine bir yazı yazdım ve benim için bu konu kapandı.

Ömer Lekesiz'den: Sahne senindir ey muhafazakâr!

Yalçın Koç, tiyatro şeklinde söylediğimiz 'theatron'un 'theoria' ile bağlantısını incelerken bu sözcüğün kökü üzerine şunları söyler: 'Grekçe'de 'thea', 'manzara' anlamına gelir; 'theates' ise, 'manzara seyr'eden' manasında olmak üzere 'seyir'ci'. 'Theasthai' sözcüğü, bu itibarla, 'manzara seyr'et'mek' anlamındadır' (Theologia'nın Esasları, Felsefe'nin ve Teoloji'nin Nazariyatı Üzerine Bir İnceleme, Cedit Neşriyat, Ankara 2008)

Bu alıntıya şunun için başvurdum: Tiyatro kendisinden önce başlamış da olsa asıl karakterine eski Yunan'da kavuşmuştur; trajedi ve komedi olarak iki temel türü içeren o tiyatro dram türüyle birlikte bugünkü Batı tiyatrosunun temelini oluşturur.

İslam kültüründe ise Çin'den ya da Hint'ten alarak lu'b-i hayal, hayal-i zıl, hayal oyunu, hayal perdesi, gölge oyunu olarak isimlendirdiğimiz bir 'temsil' şekli ve onun temaşası vardır ki, bunun kimi açılardan tiyatro ile ilişkisi kurulabilse de nazariyat, zihniyet, idrak itibariyle ondan çok farklıdır.

Bu farkı doğuran iki önemli husustan biri İslam kültüründe trajedinin bulunmayışı, diğeri ise mizahın salt komedi olmayışıdır.

Arsitoteles'in tragedyanın 'ödevi' olarak nitelediği katharsis bize uymaz çünkü biz umuttan umut kesmeyiz. Ayrıca 'Trajedi, yazgıya bir boyun eğiş değil, ona karşı gerçekleşen bir darbedir'. Biz ise yazgının yaratıcısıyla inatlaş(a)mayız; ona koşulsuz olarak teslim oluruz ki, bu nedenle de adımız müslümandır.

Hemen yukarıdaki tanımın da sahibi olan Terry Eagleton'ın –kimi Doğu kültürlerinde trajik sanatın izlerinin bulunduğunu söylese de– hakim kanaati şudur: ' Trajik sanatın genelde Batı kültürlerine ait olduğu doğrudur. Trajik sanat bütünüyle bir Batı sorunudur...' (Tatlı Şiddet-Trajik Kavramı, Ayrıntı, İst., 2012)

Öte yandan bizde mizahın sadece Nasrettin Hoca ile kayıtlı bulunmadığını, halıdaki nakıştan, mezartaşındaki böcek figüründen minyatüre kadar hayatın hallerinden bir hal olarak el emeğinden göz nuruna, söz maharetinden nasihata her şeyde bulunduğunu, dolayısıyla onun Batılı anlamda bir kurgu nesnesi, malzemesi olmadığını görürüz.

Durum böyle olunca, yukarıdaki soruyu bir de şöyle sormam gerekir: 'Tiyatro Müslümanın nesi olur ki, ömründe on defa tiyatroya gitmemiş köşe-vaizlerimiz güya halka yaslanarak ortalıkta 'tiyatro bize de lazım, biz de isteriz' demeye başlamışlardır?' İslam kültürünü bilmedikleri için mi, tiyatroyu bilmedikleri için mi yoksa her ikisini de bilmedikleri için mi?

Tiyatrodan anlayanı, malum narasını temellendirebileni varsa çıkıp söylesin bana, Shakespeare'in Kıral III. Richard Faciası'nda Kıraliçe Elizabeth'e söylettiği şu trajedi esaslı sözleri oyunda Rabia-i Adeviyye'ye mi (ks) yoksa Hürrem Sultan mı söyletecekler:

'Ah Dorset bana söz söyleme, kaç git! Ölüm ve felaket seni topuklarından kovalıyor. Annenin ismi çocuklar için meşum. Ölümü arkanda bırakmak istiyorsan denizi geç ve Richmond ile yaşa; cehennem sana yetişmesin. Git, acele et, bu mezbahada durma, yoksa ölülerin sayısını arttırırsın ve ben de Margaret'in lanetine uğramış olarak mahvolurum...' (Türkçesi: Berna Moran, MEB, İst., 1947)

Klasiğiyle, moderniyle tiyatrodan trajediyi çekmek tiyatroyu tam ortasından kesmek demektir. Trajediyi benimseyerek tiyatro yapmaya kalkışmaksa çok açık olarak zihniyet değiştirmeyi tazammun eder.

Sentez demiştim yukarıda. Sahiden bir senteze böyle –Nasrettin Hoca'nın leylek fıkrasındaki gibi– kesme, biçme işlemiyle ulaşmış olmasınlar bizim kıt akılları bile ipotekli köşe-vaizlerimiz?

O halde, önce Sokrates geçsin onlarla dalgasını: 'Siz ozanların sanatına her zaman imrenirim, Ion. Çünkü bedeninizi süslüyor ve olabildiğince güzel gözüküyor olmanız sizi de sanatın bir parçası yapıyor'.

Sonra da başlasın bizim tezahüratımız: 'Sahne senindir ey muhafazakâr!'

09.05.2012 Yeni Şafak

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.