04 Mayıs 2024
  • İstanbul16°C
  • Ankara15°C

ÖMER SEYFETTİN, KÜLAH

Ömer Seyfettin, Külah

19 Ekim 2020 Pazartesi 13:04

Mıstık, Bulgaristan’da doğmuş ancak büyüyünce Türkiye’ye geçmiş bir göçmendi. “Türkiye değil mi işte? Sınırı geç ondan sonra Bağdat’a kadar senindir!” diyordu kendi kendine. Kısa sürede Babyak’ta Türkçe bilmeyen Pomakların akıl hocası haline geldi. Bulgaristan’da kalmış olan akrabaları ile mektuplaşmaya da ihtiyaç duymuyor, verdiği küçük bir hediye karşılığı sınır karakolunda nöbetçilerin yanında saatlerce konuşma izni kopartabiliyordu. Yani öylesine kurnaz biriydi ki göçmen olmuş ancak memleketinden de tam anlamıyla çıkmamıştı.  İçtiği “Karasu” dahi doğum yerinden geçendi.

Ancak işler her zaman Mıstık’ın arzuladığı gibi gitmedi. Babyak çevresinde sınır kontrolleri yapılınca ve yerleştiği köy de Bulgarlara kalınca evini terk etmek zorunda kaldı. O vakit memleketine yakın sınır kasabaları ile iç bölgelerin benzemediğinin farkına vardı. Nevrekop’a kadar gitmişti. 4-5 yıl içinde bu kez Balkan Savaşı çıkıncı annesini de yanına alarak İstanbul’a kaçtı. Her yerde Dimetoka’dan övgüyle söz edildiğini duyunca bu kez oraya giderek bir köye yerleşti. Kendi kendine “Biz ölene kadar artık savaş çıkmaz!” diye geçiriyordu. Ancak bir köy kahvesindeyken Dünya Savaşı’nın haberleri kulağına gelince:

– Vay anasını! Yalan bu ya! diye haykırdı.

Devamı: https://www.izdiham.com/omer-seyfettin-kulah/

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.