03 Mayıs 2024
  • İstanbul16°C
  • Ankara15°C

ÖMRÜNÜ MUSİKİYE VE MEVLEVİLİĞE VERMİŞTİ NEZİH UZEL

Nezih Uzel, aldığı Mevlevi kültürünü yaşatmak için çok uğraşmıştı. Mevlevi kültürünün tarikat boyutundan daha çok bir folklor yapılanması gibi algılanmaya başlanması onu bu çalışmalara itmişti. Abdurrahman Oğuz yazdı..

Ömrünü musikiye ve Mevleviliğe vermişti Nezih Uzel

09 Ekim 2019 Çarşamba 13:58

2012'nin başında tanıştım onunla. Üsküdar’daki evinde daima misafir olurdu. Yanında kalabildiğim süre boyunca, zaten dört-beş ay kadar, fark ettim ki kendisinden çok misafirlerini düşünüyordu. Hayatı boyunca pek çok dostu olmuş, pek çok misafiri olmuştu. Sonra Mayıs’ın 1'inde Salı sabahı ahirete göçtüğünde hepimizin misafir olduğunu bir kez daha anlattı bize.

Nezih Uzel ömrünü gazeteciliğe, tarihe, araştırmaya, musikiye ve ilime vermişti. 1938'te Mudanya’da doğduğunda sıkıntılar art arda geliyordu. Türkiye’nin içinde bulunduğu durumu kendi gözleri ile görmüştü daha çocukken. Hem sosyal hayatta, hem de kültür hayatında değerler çıkarmakta sıkıntı çekmektedir Türkiye. İşte böyle bir dönemde Nezih Uzel Osmanlı kültürünü öğrenmiş, batı kültürüne ve yabancı dillere hâkim olmuş, Mevleviliği çok iyi öğrenmiş ve uygulamıştı.

Üstad Nezih Uzel, Galatasaray Lisesi'ni bitirdikten sonra o yıllarda Osmanlı kültürünün son halkaları ile tanışır, ders alır ve hemhal olur. Süheyl Ünver’den dersler alır, kudümzenbaşı Sadettin Heper’den kudüm öğrenir, Halil Can’ın ney derslerini takip eder. Müzehhip ve hattat Necmettin Okyay, Halim Yazıcı, Bekir Pekten’in derslerini izler. Yenikapı Mevlevihanesi'nin son şeyhi Abdülbaki Efendi’nin oğlu Resuhi Baykara ve araştırmacı, tarihçi ve çevirmen Abdulbaki Gölpınarlı aracılığıyla Mevlevi kültürünün engin deryasına dalar. Bunun yanında farklı tarikatları tanır ve Üsküdar’daki Özbekler tekkesi şeyhi Necmettin Özbekkangay’ın dostlarından olur.

Mevleviliğin doğru anlaşılması için çalıştı ömrü boyunca

Nezih Uzel, aldığı Mevlevi kültürünü yaşatmak için çok uğraşmış ve bununla ilgili çalışmalar yapmıştı. Mevlevi kültürünün tarikat boyutundan daha çok bir folklor yapılanması gibi algılanmaya başlanması ve bu kültürün giderek damarlarını kaybetmesi ve kaybettirilmesi onu bu çalışmalara itmişti. Pek çok çalışmalarının yanı sıra 1981 yılında semazenbaşı Ahmet Bican Kasaboğlu ile hâlâ faaliyetlerine devam eden İstanbul Sema Grubu'nu kurdu. Bu grup, yurt içinde ve dışında çok sayıda konser verdi ve sema ayini düzenledi. Galata Mevlevihanesi ve TC Vakıflar İdaresi'ne bağlı Üsküdar mevlevihanesinde ilk defa sema ayini icra etti. Grup, 1987 yılında Konya Belediyesinin daveti üzerine o yıl uluslararası Mevlana İhtifali'nin müzik ve sema görevini üstlendi. Aynı yıl Kütahya Mevlevihanesi’nde 1925'ten sonra düzenlenen ilk sema törenini gerçekleştirdi.

Devamı: https://www.dunyabizim.com/muzik/omrunu-musikiye-ve-mevlevilige-vermisti-nezih-uzel-h16997.html

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.