OTUZ GÖNÜL İNSANIYLA YEDİ GÜZEL İNSANIN İZİNİ SÜRMEK

Kahramanlık kokan topraklarda, şiir tadında manevi hazın kuşattığı bir atmosferde Yedi Güzel Adamın izini sürmek 30 gönül insanıyla. Arayan bulur, yürekten adanmışlık ilahi lütufla taçlanır. Tatlı bir tevafuk, sürpriz bir karşılaşma; Cengiz AYMATOV’ UN oğlu Asqar AYMATOV meclisimizde. Ve umulmadık bir anda Şiir Kartalı çıkıyor karşımıza: Bahaettin KARAKOÇ. Elini öperek, omzuna kol atarak anı görüntülüyoruz.

Türkiye Yazarlar Birliği Geleneksel Şubeler Toplantısı’nın Sekizincisi 29 Ekim 2016 Cumartesi Günü Kahramanmaraş’ta gündemli bir program dâhilinde TYB İzmir Şubesi Başkanı Mahir ADIBEŞ’in Başkanlığında Saffron Oteli Toplantı Salonunda yapıldı.

Bir gün öncesi 28.10.2016 Cuma günü saat 13.45 sularında Kahramanmaraş Havaalanında bizleri Kahramanmaraş Şubesindeki gönüldaşlarımız güler yüzle, sevinçle karşılıyorlar. Büyükşehir Belediyesinin tahsis ettiği servis arabasıyla, TYB şubesindeki arkadaşlardan bazıları özel araçlarıyla hazırun’u alarak Saffron Oteli’ne bırakılıyoruz. Saat:17.30 Dulkadiroğlu Belediyesi Kıraathanesi’nde üstad D. Mehmet DOĞAN’IN “Neden Klasiklerimiz Yok” konulu bir söyleşisi olduğunu,  bu sunum öncesi Küçük Ev Et Lokantasında yemek faslından sonra olmazsa olmaz baklavalı Maraş Dondurması ikramı için tarihi Yaşar Pastanesine gidileceği söylendi. Oteldeki odalarımıza yerleştikten sonra söyleneni yapıyoruz. Mihmandarlara uyarak otelden ayrılıyoruz. İkramları ikmal ettikten sonra Namazı Dulkadiroğlu Bahçelievler Camisinde eda ederek Kıraathaneye geçiyoruz. Sosyal ve kültürel faaliyetler kapsamında Kıraathane'de kültür ve sanat hayatımıza pozitif katkı sağlayan değerli isimleri Kahramanmaraş halkıyla buluşturan Dulkadiroğlu Belediyesi bünyesinde nezih bir ortam. İsmiyle mütenasip tarihi bir dokuma ile tam kıraathane. Çay eşliğinde Şeref Başkanımız D. Mehmet DOĞAN 17.30 da “Klasiklerimiz Neden Yok” Son çıkan kitabının muhtevasıyla alakalı olarak yaptığı güzel sunumunda klasik sanatlar, klasik dillerimizin varlığına da vurgu yaptı.

Akşam saat:20.00 sularında Kahramanmaraş Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Mehmet Fatih ERKOÇ’ UN davetlisi olarak Çamlıca Restoranda buluşuyoruz. Bu buluşma ayrıca sürpriz bir buluşmaya da sahne oluyor. Tatlı bir tevafuk, sürpriz bir karşılaşma; Cengiz AYMATOV’ UN oğlu Asqar AYMATOV meclisimizde, masamızda.  Belediye Başkanı hoş geldiniz konuşmasından ; “Şiirin, edebiyatın Başkentine hoş geldiniz “ dedi. “Kahramanmaraş’ın bir edebiyat şehri olarak ilan edilmesi konusunda UNESCO nezdinde bir girişimde bulunacağız. Kahramanmaraş ayrıca İstiklâl Mücadelesinde canını en erken ortaya koyan bir şehirdir” sözleriyle devam eden konuşmanın hitamında Şeref Başkanımız D. Mehmet ERDOĞAN devreye girerek pek bilinmeyen tarihi bir anekdotu anlattı. Ahmet Hamdi Tanpınar’ın 40’lı yıllarda Maraş milletvekili olduğunu, Maraş’ın İstiklal Mücadelesini başlattığı bir 12 Şubat günü gelip Maraş’ta bir hafta kaldığını, Maraş’ı unutulmaz edebi cümlelerle en güzel anlatanın Tanpınar olduğunu söyledi. Akabinde Asqar Aymatov’u takdim edildi. “Burada bulunmaktan, Türkiye’de bulunmaktan şeref duyduğunu, Türkleri ve Türkçeyi ne kadar sevdiğini” belirten Aymatov TYB Topluluğu ile buluşmuş olmasından duyduğu mutluluğu ifade etti.

Güzel bir akşamdı. Kahramanlık kokan bu topraklarda, şiir tadında manevi hazın kuşattığı bir atmosferde Yedi Güzel Adamın izini sürmek 30 gönül insanıyla. Arayan bulur, yürekten adanmışlık ilahi lütufla taçlanır. Tatlı bir tevafuk, sürpriz bir karşılaşma; Cengiz AYMATOV’ UN oğlu Asqar AYMATOV meclisimizdeydi. Ve umulmadık bir anda Şiir Kartalı çıkıyor karşımıza: Bahaettin KARAKOÇ.  Anti parantez “Şiir Kartalı” ifadesini Mahir Adıbeş’ten ödünç alıyorum. Üstadın Elini öpüyorum. Kolumu omuzlarına attığımda Mahir ADIBEŞ fotoğraf Makinesiyle anı yakalıyor.

29 Ekim 2016 Cumartesi Günü saat:10.00’da Türkiye Yazarlar Birliği Geleneksel Şubeler Toplantısı’nın Sekizincisi gündemli bir program dâhilinde İzmir Şube Başkanı Mahir ADIBEŞ başkanlığında yapıldı. Toplantı Kahramanmaraş Şube Başkanı İsmail GÖKTÜRK’ ÜN  açış konuşmasından sonra  oturumu yöneten Mahir Adıbeş gündemle ilgili bir bilgilendirme yapıp sözü genel başkan prof. Dr. Musa Kazım Arıcan’a bıraktı. Arıcan; “TYB olarak gerçekten biz bir aileyiz. Diğer dernekler gibi değiliz. Ülkemizde uzun soluklu, yapısını koruyan, istikrarlı giden 40 yıla yaklaşıyoruz.  Bundan böyle hizmetimize her gün ne katabiliriz düşüncesinden hareketle daha çok çalışacak, daha çok bir araya geleceğiz. Yeri gelecek şubelerimiz bizi motive edecek. Biz tabela derneği değiliz. Misyonumuzla, vizyonumuzla mütenasip işbirliği düşünce ve projelerimiz vardır. Öncelliğimiz Kafkaslar, Balkanlar, Ortadoğu, daha sonra diğer bölgeler.  Tabiidir ki bu yürüyüşte ahlaklı, erdemli  yoldaşlara ihtiyacımız var. Yol kadar, yoldaş ta önemli.  Şubelerimiz, sanat ve edebiyatla uğraşanların çok rahat ulaşabilecekleri yerler olmalı.” Dedikten sonra  Şeref Başkanı D. Mehmet DOĞAN sözü alarak; derneğin ekonomik alt yapısının olmamasına rağmen 38. Yılını idrak ettiğini, 38 yıldır kesintisiz önemli hizmetlere imza attığını ifadeyle “38 yıldır  aralıksız Mehmet Akif ERSOY’U anma programları yaptık ve Milli Şairimizin vefatının 80. Yılında “ Bilgi Şöleni” adlı bir etkinlik çerçevesinde Millet  Sarayında anma ile alakalı bir projemiz var” dedi. “ Kültür alanında hep erken davrandık. Büyük ödüllere layık, ileri yıllarda ödül alan fikir ve düşünce adamlarına, önemli sanatçılara ilk ödül veren biz olduk. Türkçenin  Uluslar arası Şiir şöleni, Ahlak Şurası, Şehir Tarihi Yazarları Kongresi gerçekleştirdiğimiz güzel projelerdi. Fakat yapmak isteyip te bir türlü yapamadığımız bir konu var: Kültür Şurası. Bu konuda da Kültür Bakanlığıyla temaslarımız var” cümleleriyle sözlerini tamamlayan Sayın DOĞAN’ DAN dan sonra söz alan  Prof. Dr. Mustafa ORÇAN; “Kurum Kültürü ve TYB dediğimizde nasıl bir algı oluşuyor?” başlığı altında yaptığı 15 dakikalık bir konuşma sonunda; “TYB iyi bir imaja sahip” dedi. Gündem gereği Oturum Başkanı Mahir ADIBEŞ sıra ile şube başkanlarına söz verdi.  İl Şube Başkanlarının konuşmaları saat:11.30’da İstanbul Şube Başkanı Mahmut BIYIKLI’nın takdire şayan faaliyetlerine değini mahiyetindeki anlatımından sonra Konya başkanı  M. Ali KÖSE; şube faaliyetlerini anlattı. Yaptıkları ve yapacakları güzel etkinlikleri özetledi. Adıyaman Şube Başkanı Baykal SARIKAYA;  projelerinden bahsetti. Urfa Şube Başkanı Cuma AĞAÇ kendine özgü, nev-i şahsına münhasır edasıyla, espritüel bir dille  Şubesinde neler olduğunu, ne yaptıklarını anlattı. İzmir Şube Başkan Yardımcısı Naci GÜMÜŞ, yani bendeniz; “Şubeler arası iletişimin daimi ve Sağlıklı yürümesi” önermesiyle beraber “İçimizde Eleştirmen, yani münekkit eksikliğine işaret ettim. Bünyemizden iyi bir edebiyat eleştirmeni çıkarmamız lazım, dedim. Bu buluşmayı, bu organizasyonu sağlayanlara, özellikle Kahramanmaraş’a, Kahramanmaraşlı gönüldaşlara kalbi şükranlarımı, sevgi ve saygılarımı arz ettim. Trabzon Şube Başkanı Yahya Düzenli; Trabzon şartları itibariyle zor bir diyerek, benzeri çok kuruluşun olduğunu, bunun da bize negatif katkısı vardır. Gayret ve çabamız devam ediyor. Azimli yürüyüşümüz devam edecektir, dedi. Ankara Şube Başkanı İbrahim Eryiğit; Romanya ve Azerbaycan’la ilişkilerine değinerek aylık şairler meclisi programından bahsetti. Erzurum Şube başkanı M. Hanefi İSPİRLİ ile 2017 Şubeler Buluşmasında Erzurum’un ev sahipliği yapması konusunda mutabık kalındı. Sayın İSPİRLİ hazırladıkları “Hatıralarda ERZURUM” kitabını hazırun’a hediye etti. Şube başkanlarının son konuşması ev sahibi Kahramanmaraş şube başkanı İsmail GÖKDEMİR yaptı. Kayseri Şube Başkanı Selim Tunçbilek beyin affına sığınıyorum, konuşmasını hangi sebeple not alamamışım hatırlamıyorum. İsmi zikredilmeyen arkadaş oldu mu farkında değilim. Böyle bir şey varsa o benim eksiğimdir.

Genel Başkan Musa Kazım ARICAN kapanış konuşmasında “ Danışma Kurulları Oluşturulması” tavsiyesinde bulundu.

Gün içinde, Kahramanmaraş Büyük Şehir Belediyesinin düzenlediği 3. Uluslar arası Kitap ve Kültür Fuarı’nda  “Suriye Bizim Neyimiz Olur?” panelinde saat:15.30’da buluşmak üzere dağıldık. Muhammed Enes KALA’nın Moderatörlüğünde yapılan paneldeki panelistler; Şeref Başkanı D. Mehmet DOĞAN, Prof. Dr. Musa Kazım ARICAN, Prof. Dr. Mustafa ORÇAN’dı.

İlgiyle, özellikle gençler tarafından izlenen panelde D. Mehmet DOĞAN; Lozan Antlaşmasını “Lozan barışı bitiren barış” olarak tarif etti.  Aslında Yakın Şark Konferansı onun adı, dedi. Osmanlı Devletinin yıkılışı Lozanla son aşamaya gelmiştir. Osmanlıyı kim yıktı? İngilizler. Kime yıktırdılar? Bize…  TYB Genel Başkanı Musa Kazım ARICAN özetle;” Suriye diye bir yer yok. Oranın adı diyar-ı Şam’dır.  Zorunlu olarak Suriye diyoruz. Orası Osmanlı’dan koparılmış Anadolu’nun bir parçasıdır. Bizim için Maraş neyse Halep O’dur. Bizim için Antep neyse Musul O’dur. Orada her yerde Emevilerin, Abbasilerin, memlukların, Eyyübilerin izini görürsünüz. Osmanlıyı görürsünüz. Şimdi Suriye’ye her zamanınkinden daha fazla sahip çıkmamız lazım.”dedi.

Son panelist Prof. Dr. Mustafa ORÇAN; “ Bölgedeki terör örgütlerinin Osmanlının, Emevilerin eserleri, bölgede İslam Medeniyetinin mührü tarihi eser ve yapıların tahrip edildiğine, kaçırıldığından, Avrupa da satıldığından bahisle Batının yüzyıllık projelerinin mahsulü olduğunu anlattı. Soru-cevap faslından sonra fuarı gezmeye başladık.

Fuar alanında Diyarbakır’dan M. Ali ABAKAY’ın  Standıyla karşılaştık. Sanal ortamdaki tanışıklığı canlı yayına aldık. Konuştuk, fotoğraflar çektik. Kitaplarımdan ikisini hediye ettim.  Müsaade isteyip fuarı gezmeye devam ettik. Fuarda Diriliş Yayınları standını görmek beni heyecanlandırdı, sevindirdi. Bu benim için 4. Sürprizdi. Stanttan Yitik Cennet kitabını satın aldım. Oradakilerle tanıştım. Ayaküstü sohbet ettim. Mahir Adıbeşle Fuar’a giriş alanında 15 Temmuz Darbe Teşebbüsüne direnen halk kahramanlarının fotoğraf ve resim sergisini gezdik,  hatıra fotoğraflarını çektik.

Gece saat: 12.00’ye kadar üyelerinin kendi aralarında dükkan diye tanımladıkları TYB Kahramanmaraş Şube binasında minderlerde oturarak yüzyüze yapılan sıcak ve dost muhabbetlere tanık olduk. Bu bina İstiklal Harbinde, 12 Şubat direniş ve dirilişinde karargah olarak kullanılmış. Şimdi de fikir ve düşünce, şiir ve sanat karargahı.

30 Ekim Veda Günü… Elveda demek zor. Zaman kısıtlı. Tarihi mekanları gezemedik. Yedi güzel adamın izlerini süremedik, Ulu Camiyi ziyaret edebilecek, kaleye çıkabilecek zamanı bulamadık. Bir de kapalı çarşı varmış. Lakin bu buluşmanın bereketini, kerametini  gördük. Güzel insanları sevdik. Misafirperverlik gördük, samimiyet gördük. Elhamdüllilah….

Naci GÜMÜŞ