- Hakkımızda
- TYB Ödülleri
- Genç Yazarlar Kurultayı
- Kitaplık
- Ahlâk Şûrası
- Yazar Okulu
- Mehmet Âkif Ersoy
- Türkçe Şûrası
- Milletlerarası Şehir Tarihi Yazarları Kongresi
- Yayınlar
- Söyleşi
- Şube Haberleri
- Salgın Edebiyatı
- Haberler
- Şiir Şölenleri
- Mesnevi Okumaları
- Kültür & Sanat Haberleri
- Kültür Kervanı
- Kırklar Meclisi
- Duyurular
- Biyografiler
04 Kasım 2025- İstanbul16°C▼
- Ankara12°C
- İzmir18°C
- Konya12°C
- Sakarya13°C
- Şanlıurfa18°C
- Trabzon16°C
- Gaziantep13°C
ÖYKÜLERİNİN TÜMÜNE SİNMİŞ O KAHVE KOKUSU
Merve Koçak Kurt’un ilk kitabı 'Ellerin Mavi Kelebek', Hece Yayınları arasından okuyucularla buluştu. Mustafa Uçurum kitap üzerine yazdı.

Merve Koçak Kurt’un ilk kitabı 'Ellerin Mavi Kelebek', Hece Yayınları arasından okuyucularla buluştu. Mustafa Uçurum kitap üzerine yazdı.
Merve Koçak Kurt, ilk yazısını 1995’te yayınlayan, daha sonra 2005’te ikinci yazısını yayınladıktan sonra yazma sayfasını artık hiç kapatmayan bir yazar. Deneme, öykü ve kitap eleştiri yazıları ile edebiyat dünyasında soluk soluğa cümlelerin ardına düşen Merve Koçak Kurt, öykücü olarak anılmayı hak edecek çalışmalarıyla Hece Dergisi’nde yazmaya devam ediyor. Star gazetesi kitap ekinde ilk kitapların öyküsünü yazan Merve Koçak Kurt’un ilk kitabı “Ellerin Mavi Kelebek” raflarındaki yerini aldı.
Yaşayan öyküler
Yazar, hayattan topladıklarını bir deste yaparak yazdıklarına bir kaynak olarak onları kullanan kişidir. Yaşanmışlıkların yanında, hayal dünyasının sınırsız kapılarını zorlamak ve oradan kendisine sonsuz ilhamlar alan kişidir de.
Merve Koçak Kurt, hayatla irtibatı güçlü ve bir o kadar da canlı bir üslubun öykücüsü. Kitapta yer alan öyküler, okuyucuyu hayatın kıyısında tutan ama bir yandan da hayal dünyasının derinliklerine çağıran bir içtenliğe sahip. Öykülerin içinde yol alırken, bir fincan kahvenin buğusu kadar hayatla omuz omuza hissediyor okuyucu kendini. Kahverengi gözler, Suriye’den gelen kakuleli kahve ve Türk kahvesi. Neredeyse öykülerin tümüne sinen bir kahve kokusu sizi hiç yalnız bırakmıyor. Bütün bunlardan sonra yazarın iyi bir kahve tiryakisi olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz.
İstanbul’un hengâmesi de öykülerde sık sık karşımıza çıkıyor. Ankara-İstanbul arası bir mesafe gözümüzde canlansa da, İstanbul daha da baskın bir rol oynuyor öykülerde. “Her geldiğinde biraz daha bağlandığı, sonra heybetinden ürküp kendi kuytularına çekildiği, sınırsız sözcükleri karşısında haşmetle eğildiği…”
Yazının devamı için: http://www.dunyabizim.com/Manset/16441/oykulerinin-tumune-sinmis-o-kahve-kokusu.html
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.