- Hakkımızda
- TYB Ödülleri
- Genç Yazarlar Kurultayı
- Kitaplık
- Ahlâk Şûrası
- Yazar Okulu
- Mehmet Âkif Ersoy
- Türkçe Şûrası
- Milletlerarası Şehir Tarihi Yazarları Kongresi
- Yayınlar
- Söyleşi
- Şube Haberleri
- Salgın Edebiyatı
- Haberler
- Şiir Şölenleri
- Mesnevi Okumaları
- Kültür & Sanat Haberleri
- Kültür Kervanı
- Kırklar Meclisi
- Duyurular
- Biyografiler

- İstanbul17°C▼
- Ankara11°C
- İzmir19°C
- Konya11°C
- Sakarya16°C
- Şanlıurfa18°C
- Trabzon18°C
- Gaziantep16°C
POLİTİK BİR NESNEYE DÖNÜŞTÜRÜLEN Z KUŞAĞI: BİR İNTİHARI OKUMAK
Modernite, insanı temelde rasyonel bir varlık olarak tanımlar. Daha doğrusu öyle olduğu iddiasındadır, zira diğer pek çok şey bu iddia üzerine temellenir.

23 Şubat 2022 Çarşamba 14:11
Buna göre insanlar karar verirken zaman zaman duygularıyla hareket etseler de, genelde bir fayda-maliyet hesabı, yani kâr-zar hesabı yapar ve buna göre kararlarını şekillendirirler. Bu, insan türünün ortak özelliğidir. Ve rasyonalite hayatın her alanını kuşatmalı ve kapsamalıdır.
Modernite, insanı temelde rasyonel bir varlık olarak tanımlar. Daha doğrusu öyle olduğu iddiasındadır, zira diğer pek çok şey bu iddia üzerine temellenir. Buna göre insanlar karar verirken zaman zaman duygularıyla hareket etseler de, genelde bir fayda-maliyet hesabı, yani kâr-zar hesabı yapar ve buna göre kararlarını şekillendirirler. Bu, insan türünün ortak özelliğidir. Ve rasyonalite hayatın her alanını kuşatmalı ve kapsamalıdır.
Buna göre insanlar diğer kararlarında da, tutumlarında, davranışlarında ve bunlara kaynaklık eden düşünce süreçlerinde de rasyoneldirler. Fayda-maliyet denklemi sürekli işler haldedir. Esasında algılar da bu fayda-maliyet denklemine göre şekillenir ve algı oluşturma süreçleri de bu denklemin inceliklerini nazarı dikkate alarak hesaplanır. Ancak bu sürecin en önemli bileşeni ya da yumurta akı işlevini gören unsuru, iddia edildiği ya da zannedildiğinin aksine insanın rasyonel yetisi ve ciheti değil, tam tersine rasyonel olmayan veçhesidir. Bu veçhe, onun yine türüne özgü olan duygusal boyutudur. Burada da en çok işlenen ve üzerine hesap yapılan duygu korkudur. Korku, algının üzerine oturtulduğu kaidedir. İnsanlar da tüm olup bitenlerle ilgili düşüncelerini ve bunların kaynaklık ettiği tutum ve davranışlarını şekillendirirken, yukarıdaki sürecin ve unsurların belirleyiciliğine tabidirler. Dolayısıyla bu sürecin ve unsurların var ettiği bir seçicilik ve seçiciliğin ürettiği bir kendine gerçek haline bağlanma durumu ortaya çıkar. Kendine gerçek, her birimizin kendimiz için ürettiğimiz gerçek anlamına gelmektedir. Var olanın seçtiğimiz, ayıkladığımız birtakım parçalarıyla kendimize göre ve kendimiz için inşa ettiğimiz bir gerçek. Hatta kimi durumlarda insanın rasyonel yönünün sesini de bastıran bir duygusallığın aşikâr olduğu, rasyonel olmayan veçhenin kendisini bariz bir şekilde gösterdiği bir gerçek (!). Bunun bizim açımızdan önemi ne? Önemi şu: Kutuplaşmanın derinleştiği toplumlarda rasyonel olmayan muhakeme biçimleri, düşünce üretimleri, tutum belirlemeler ve algı inşaları daha yaygın, daha derin etkiler oluşturan; sorunların gerçek zemininden uzaklaşılmasına ve çözümsüzlüğe mahkûm edilmesine sebebiyet veren; ister kendi insanlık tecrübemizden olsun isterse de bilimsel verilerden ve açıklamalardan hareketle olsun doğru teşhisler ve yerinde tedbir ve tedaviler üretilmesine-uygulanmasına mani olan hastalıklı bir sosyo-politik iklimle karşı karşıya kalınmasına yol açmaktadır.
Devamı: https://www.insaniyet.net/politik-bir-nesneye-donusturulen-z-kusagi-bir-intihari-okumak/
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.