07 Kasım 2025
  • İstanbul19°C
  • Ankara19°C
  • İzmir19°C
  • Konya18°C
  • Sakarya17°C
  • Şanlıurfa26°C
  • Trabzon17°C
  • Gaziantep21°C

PROF. DR. ATA ATUN'DAN: FİLİSTİN'İN YENİ STATÜSÜ

Filistin Devleti, BM Genel Kurulu'nda yapılan oylamada "Üye Olmayan Gözlemci Devlet" statüsü elde etti. Filistin Devleti'nin bu başvurusuna 138 ülke, "Evet" derken, 41 ülke çekimser kaldı, 9 ülke de "hayır" oyu kullandı.

Prof. Dr. Ata Atun'dan: Filistin'in Yeni Statüsü

BM gerçekte 1945 yılında sona eren II. Dünya Savaşı'ndan galip çıkan ABD, İngiltere, Fransa ve Rusya'nın oluşturduğu, sonradan da nükleer güce ve dünyanın en büyük ordusuna sahip olması nedeni ile Çin'in de yer aldığı "Güvenlik Konseyi" tarafından yönetiliyor. BM Güvenlik Konseyi üyelerinden bir tanesinin bile uygun görmediği bir karar asla alınamıyor ve uygulanamıyor. Kıbrıs konusunda biz Kıbrıslı Türkler bunun örneklerini çok yaşadık.

24 Nisan 2004 tarihindeki Annan Planı oylamasından sonra BM Genel Sekreteri Kofi Annan'ın raporunda "Kıbrıslı Türkler üzerindeki ambargolar kaldırılmalıdır"  cümlesi yer aldığı için, Kıbrıslı Rumları kayıtsız şartsız destekleyen Rusya'nın itirazı nedeni ile bu rapor yayınlanamamıştı.

Geçen sene Filistin Devleti'nin üyelik başvurusu, Güvenlik Konseyi'nde engellenmesine rağmen UNESCO tarafından kabul edilmişti. Bu nedenle de ABD UNESCO'ya yaptığı yardımları iyice aşağıya çekmişti.

Bu oylama BM Güvenlik Konseyi üyesi ve baş aktörü ABD'nin tüm karşı koymasına ve "Evet" oyu verecek ülkelere kapalı kapılar ardında telkinlerde bulunmasına rağmen 138 ülkenin "Evet" demesi, artık BM'de bir takım değişikliklerin yapılmasının şart olduğu mesajını vermekte. Onun yanında ABD, İngiltere, Fransa, Rusya ve Çin dışında geriye kalan 188 ülke, 67 sene evvel kurulmuş bu düzenden hoşnut değil. BM'nin yapısının değişmesinin zamanının geldiği mesajı da algılanabilir bu oylama sonucundan.

İngiltere'nin koşullu çekimser oyu ise ibret verici. İngiltere oyunu çekimser olarak kullanırken Filistin Devleti'nin Uluslararası Ceza Mahkemesi'ne gitmemesini şart koşması ise içindeki korkuyu ortaya koymakta.

1916 tarihli Sykes-Picot Anlaşması ile daha I. Dünya Savaşı bitmeden Ortadoğu'yu Fransa ile nasıl bölüşeceği anlaşmasını yapan İngiltere, gerçekte neredeyse son bir asırdır kanayan Filistin yarasının baş mimarı.

Yahudilerin 1947 yılında Filistin topraklarına yerleşmesini serbest bırakan ve bu toprakların üzerinde İsrail Devleti'nin kurulmasına destek veren İngiltere, Filistin Devleti'nin 1916-1948 yılları arasında İngiltere'nin haksız bir şekilde gasp ettiği ve Yahudilere adeta hibe ettiği topraklarının/haklarının hesabını kendisinden sormasından belli ki ürküyor. Ama korkunun ecele faydası yok. Elbet bir gün bunun hesabı sorulacaktı ve o gün geldi çattı.

Türkiye'nin BM'deki oylama sürecindeki rolü ve Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun fiilen Genel Kurulu Salonu'nda yer alması ise bu oylamanın bir başka önemli yüzü. Buna ilaveten, T.C. Başbakanı Erdoğan'ın New York'taki BM binasının tam karşısında yer alan ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne ait olan çok katlı "Türk Evi" binasının kapılarını Filistin Devleti'ne açması da olumlu bir hareketti.

06.12.2012 Milli Gazete
Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.