- Hakkımızda
- TYB Ödülleri
- Genç Yazarlar Kurultayı
- Kitaplık
- Ahlâk Şûrası
- Yazar Okulu
- Mehmet Âkif Ersoy
- Türkçe Şûrası
- Milletlerarası Şehir Tarihi Yazarları Kongresi
- Yayınlar
- Söyleşi
- Şube Haberleri
- Salgın Edebiyatı
- Haberler
- Şiir Şölenleri
- Mesnevi Okumaları
- Kültür & Sanat Haberleri
- Kültür Kervanı
- Kırklar Meclisi
- Duyurular
- Biyografiler
PROF. DR. İSMAİL AYDOĞAN: EĞİTİMDE SİYASİ İRADE
Eğitim sisteminde en çok konuşulan konulardan biri müfredat diğeri öğretmen yetiştirmedir. Müfredatın içeriği hemen hemen bütün kesimlerin değiştirmek istediği bir meseledir.
29 Mayıs 2023 Pazartesi 14:35
Esasında müfredat önemli olmakla birlikte eğitimin birinci sorunu ya da eğitimde düzeltilmesi gereken ilk yer değildir. Çünkü müfredat dediğimiz şey, öğretmenin elindeki bir enstrümandır. Bu enstrümanı icra etmeyi bilen biri olmazsa, enstrümanın mükemmel olmasının bir anlamı yoktur.
Öğretmen dediğimiz kişi, eğitimde esas olandır. Ne var ki bizim gibi endoktrinasyon içerikli eğitim sistemlerinde öğretmen, sinik bir ruh taşıdığından, müfredatı kendine kılavuz edinir, onun dışına çıkmaz. Sistemin kendisi de zaten bunu ister. Böylelikle öğretmen, ister istemez müfredat bekçiliği yapar. MEB yöneticileri de, siyasetin tedirgin koridorlarında yürüdüğünden, mevcut durumun devamından yana tavır sergilerler. Böyle olunca eğitimde ne değişim ne dönüşüm ne reform ne de esaslı bir yenilik yapılabilmektedir.
Vaziyet böyle olmasına rağmen, eğitimimizde kültürel olarak ciddi bir dönüşüm yapılmalıdır. Ancak bu dönüşüm için ne müfredat ne de öğretmen yeterlidir. Bir eğitim sisteminde müfredat ve öğretmen oldukça önemli olmakla birlikte bunlar tek başına etkili olamazlar. Öğretmen ve müfredat, toprağa ekilen tohum gibidir. Bunların yetişebilmesi, ürün verebilmesi belli aralıklarla sulamaya, itina ile ilgilenmeye bağlıdır. Bu ise siyasi iradedir.
Siyasi iradenin arkasında olmadığı dönüşümler cılız hatta tam tersi etki bile gösterebilir. Mesela muhafaza etme amaçlı tüm örgütlerde olduğu gibi eğitim sistemi de muhafaza etme güdüsü fazla taşıdığından, bu sistemin içine bir şekilde girebilmiş aykırı ses, kendine uygun bir mevzi bulabilmek için dış örneklere bel bağlar. Bu aykırı ses değiştirmek istediği bir uygulamayı ya da getirmek istediği bir yeniliği dışarı bir ülkeden (ki bu hep batılı ülkedir) getirmek zorunda kalır. Mesela “bu iş Amerika’da artık şöyle yapılıyor” diyerek getirir istediğini. Bizde müfredata ders böyle eklenir çoğunlukla. Ne var ki her şey gibi bu değişim ya da yenilik de geldiği yerin özelliğini barındırdığından, iyileştirici değil dönüştürücü bir niteliğe bürünür bir süre sonra. Mesela değerler eğitimi böyledir.
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.