29 Nisan 2024
  • İstanbul14°C
  • Ankara14°C

PROF. DR. MUSTAFA TEKİN: DÜŞÜNSEL TIKANIKLIK VE ZİHNİYET

Bir toplumun yönelim seyrini kestirmek ve geleceğe doğru projeksiyon geliştirmek için bakılacak yer o toplumun dinamikleri ve üretim kapasitesidir.

Prof. Dr. Mustafa Tekin: Düşünsel tıkanıklık ve zihniyet

21 Eylül 2019 Cumartesi 10:45

Tam da bu sebeple devlet-toplum arasındaki ilişkide her ikisi de belirleyici roller oynamakla birlikte, esas önceliği toplumsal dinamiklere vermek gerekir. Şüphesiz devletin bu dinamikleri çerçeveleme, yönlendirme, motivasyon kazandırma anlamında önemli bir yeri vardır. Ancak toplumda dinamik üretilemezse, orada hareket kabiliyeti de olmaz.

Geçen yazımda özetle, Batı’nın tüm dünyada belirleyici olduğundan bahisle, İslam düşüncesinin bir tıkanıklık hali yaşamaya devam ettiğini belirtmiştim. Daha da önemlisi, Batı dünyasının belirleyiciliği, birçok müslümanın iddia ettiği gibi sadece Batı’nın hegemonya ve sömürüsünden kaynaklanmıyor. Önemli oranda Batı düşüncesinin kendisini yenileyebilme kapasitesinden kaynaklanıyor.

Modernleşme sürecimiz boyunca Müslüman toplumlar düşünce üretememelerinin gerekçelerini Batı’nın hegemonyasına bağladılar. Üretimsizliğin faturasını farklı farklı yerlere çıkardılar. 1970’ler gibi yakın geçmişe bakarak düşündüğümde, Müslümanların retorikten öteye geçemedikleri gibi bir duyguya kapılıyorum. Ortada bilgi ve burhan temelli bakıyeler aradıkça, “İslami” diye iddia edilen inşaların temelinde bunlara dair bir şey göremiyorum. Şayet tersi gerçekleşmiş olsaydı, bizim Batı düşüncesi karşısında en azından temel düzeyde daha sağlam düşünsel inşalarımızın olması gerekirdi.

Burada kastettiğim de sadece “dini” denilen düşünce değildir. Söz gelimi; yıllardır İsrail’e Ortadoğu’daki politikaları sebebiyle sürekli “tel’in” göndermekle iktifa edilmektedir. (İsrail’in sömürgeci icraatlarına tabii ki eleştiri getirilmelidir) Ancak İsrail’in ürettiği hibrit tohumlar karşısında, Müslümanlar tarımsal alanda ne gibi bir bilim üretmişlerdir. Ne kadar Ortadoğu ve İsrail uzmanı yetişmiştir?

Üzülerek belirtmeliyiz ki, teori, bilgi ve burhan temeline dayanmayan retorik ve praxis o kadar belirleyici olmaktadır ki, İsrail, Amerika gibi ülkeler Müslüman toplumlarda negatif söylemlerle bir sağaltım aracına dönüştürülmektedir. Amerika’nın sömürgeci olduğu bir gerçektir. Ancak Amerika ve Avrupa’daki üniversite sayısı, bilgi üretimi, bilgiyi değerlendirme biçimi Batı düşüncesinin niçin belirleyici olduğu konusunda bize bir fikir vermektedir.

Devamı: https://www.milatgazetesi.com/prof-dr-mustafa-tekin/dusunsel-tikaniklik-ve-zihniyet/haber-217430

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.