- Hakkımızda
- TYB Ödülleri
- Genç Yazarlar Kurultayı
- Kitaplık
- Ahlâk Şûrası
- Yazar Okulu
- Mehmet Âkif Ersoy
- Türkçe Şûrası
- Milletlerarası Şehir Tarihi Yazarları Kongresi
- Yayınlar
- Söyleşi
- Şube Haberleri
- Salgın Edebiyatı
- Haberler
- Şiir Şölenleri
- Mesnevi Okumaları
- Kültür & Sanat Haberleri
- Kültür Kervanı
- Kırklar Meclisi
- Duyurular
- Biyografiler
08 Kasım 2025- İstanbul16°C▼
- Ankara15°C
- İzmir16°C
- Konya14°C
- Sakarya15°C
- Şanlıurfa21°C
- Trabzon17°C
- Gaziantep17°C
RAHİM ER'DEN: ŞAİRİN ÖLÜMÜ
Şiirimizde doğumları yek diğerine yakın üç Karakoç vardı, Bahattin Karakoç, Abdurrahim Karakoç, Sezai Karakoç. İşte, ortadaki ismi yitirdik.

Ne var ki Abdurrahim Karakoç, uzun seneler boyu toplumun her kesimine ulaşamadı. Yerli değerler için ders kitapları, memnu mıntıkaydı. Özünden uzağa düşmüş bir kısım aydınlarsa onları yok saymaktaydı. Muhafazakâr denilen kitleye gelince, onlar, bir avuç zümre dışında her ne hikmetse sanata, edebiyata uzak durmayı kendine vazife telakki ediyordu.
Abdurrahim Karakoç'u belki kendinin de hiç ihtimal vermediği bir şiiri meşhur etti. Ne zaman, o şiir, Hasan'a Mektuplar'ın sayfalarında dururken mi? Hayır, sese dönüşünce. Sazın şöhretli ustası Musa Eroğlu, Mihriban'ı besteleyince şiir parladı, bu topraklar, Abdurrahim Karakoç diye bir şairin varlığından haberdar oldu. Dememiz o ki dindar Abdurrahim Karakoç'u bir Alevi sanatçı Musa Eroğlu, halka tanıttı. Musa Eroğlu, Abdurrahim Karakoç'un bir ömür içinde yaşadığı kitlenin yapamadığını yaptı, ama şu yapılmadı:
ATV yıllar evvel Salih Memecan'ın karikatürleri için güzel bir uygulama başlatmıştı. Çizerin Sabah'ta çıkan eserleri, o akşam ekrana da geliyordu. Bizim City'de hayat, halen devam etmekte. TRT de makaleler gibi çizgileri de görüyor. Halbuki Abdurrahim Karakoç, yıllar boyu Akit'te ve başka gazetelerde taşlamalar/hicivler yazdı. Dört mısrada bir koca makale dolusu fikir vardı. Onların da ekranda, mikrofonda okunması gerekmez miydi? Okunmadı. Belki keskindi, lakin zengindi, farklı vitraylardı. Köroğlu veya Nef'i bugün yaşasa başka ne yapardı?
Şair, çerağını erken yaşta tutuşturdu.
O çerağ, masasının yanında bir ömür yanıp durdu.
Çerağ söndü, ömür bitti.
Dünyayı sevenlerine terk edip gitti.
Hece öksüz kaldı.
Nur içinde yatsın.
Âlimin ölümü, âlemin ölümüdür.
Şairin ölümü neyin ölümü?
Kahramanmaraş, Necip Fazıl, Cahit Zarifoğlu, Alâeddin Özdenören ve Erdem Bayazıt'tan sonra Abdurrahim Karakoç'u da kaybetti. Maraş şiir ikliminin diğer koçları '30'lu nesillerden Bahattin Karakoç ve Sezai Karakoç'a sağlık dolu uzun ömürler dileriz.
11.06.2012 Türkiye
Yorumlar
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.