- Hakkımızda
- TYB Ödülleri
- Genç Yazarlar Kurultayı
- Kitaplık
- Ahlâk Şûrası
- Yazar Okulu
- Mehmet Âkif Ersoy
- Türkçe Şûrası
- Milletlerarası Şehir Tarihi Yazarları Kongresi
- Yayınlar
- Söyleşi
- Şube Haberleri
- Salgın Edebiyatı
- Haberler
- Şiir Şölenleri
- Mesnevi Okumaları
- Kültür & Sanat Haberleri
- Kültür Kervanı
- Kırklar Meclisi
- Duyurular
- Biyografiler
09 Kasım 2025- İstanbul15°C▼
- Ankara8°C
- İzmir16°C
- Konya9°C
- Sakarya14°C
- Şanlıurfa17°C
- Trabzon17°C
- Gaziantep11°C
RAHİM ER'DEN: TURGUT ÖZAL -1-
Merhum Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın ölüm yıldönümündeyiz. Yirmi yıla yakın bir süre geçmiş olduğu halde aramızdan hiç ayrılmamış gibi.

13 Ekim 1927’de Malatya’da doğan Halil Turgut Özal , 9 Kasım 1983’te Başbakan, 31 Ekim 1989’da Cumhurbaşkanı oldu. 17 Nisan 1993’te Ankara’da vefat etti. Fakat vasiyeti vardı, orada şöyle demekteydi. ‘Beni İstanbul’a defnedin, kıyamete kadar Fatih Sultan Mehmed’in ruhaniyeti altında kalmak istiyorum.’ Bu sebeple İstanbul’u fetheden orduların şehid düştüğü mıntıkada sadece Fatih Sultan Mehmed Han’ın değil, Ebu Eyyub el Ensari Halid bin Zeyd Hazretlerinin de maneviyat tasarrufuna tevdi edildi.
Turgut Özal’ın hayatına baktığımızda çok dikkat çekici taraflar vardır. O, fevkalade bir zekâya sahip sıradışı bir insandır. Kalıpları değiştirmiş, ezberleri bozmuştur. Bunda babadan gelen ekonomik zekâ ve anadan gelen tasavvuf erkânından damıtılmış derûnî bir ufkun payı yüksek olsa gerek. Ruh şekillenmesinde annesi Hafize Ana’nın yüksek payı mutlaktır.
Küçüklüğünde pilot olmak ister, ne var ki bir gün merkepten düşer, bir kolu kırılır. Kol tedavi edilir ama diğerine nazaran kısa kalır. Bu netice pilotluğa kabulüne mani olur. Bu kader seyrindeki birinci istikamet levhasıdır. İkinci levha 1977 yılındadır. 1977’de MSP’den İzmir milletvekili adayı olur, ancak seçimi kazanamaz. Şayet kazansaydı 12 Eylül darbesinde içerdeydi ve yasaklıydı. O zaman ne parti kurabilir ve ne de Başbakan olarak o ünlü reformları yapabilirdi. Bu biyografik not, bize aynı zamanda Recep Tayyip Erdoğan’ı hatırlatıyor. Babası, futbol hayatına müsaade etseydi bugün belki meraklıları tarafından hatırlanan bir eski meşhur futbolcuydu. O hadise sayın Erdoğan’ın yolundaki ilk kader levhasıdır. 28 Şubat 1997 Darbesi ise ikinci levha. Bir darbeyle bir şerden bir hayr doğdu.
17.04.2012 Türkiye
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.