“Aydın yabancılaşması” diye bir bekâ meselemiz vardır. Orhun Kitâbeleri’nde bile bundan şikâyet edildiğine göre milletimizin bağrında eski bir yaradır: “Çin milletine beylik erkek evladı kul oldu, hanımlık kız evladı cariye oldu. Türk beyler Türk adını bıraktı.” Türk beylerinin Türk adını bırakmaları tam bir mağlûbiyettir. Çünkü “Savaş, ölünce değil düşmana benzeyince kaybedilir.”
Tanzîmât, düşmana benzememe mevzûunda direncin kırıldığının resmî vesîkasıdır. Artık sonuna kadar düşmana benzeme yarışı başlayacaktır. Elbette bu yürüyüşte Avrupa görmüş Batı hayrânı şâirler ve yazarlar başı çekecektir. Bu milleti medenîleştirmek için Batı’dan damızlık erkek getirmeyi teklîf eden Abdullah Cevdet gibi, ölümü denemek için intihâr eden Beşir Fuat gibi, “Bugün sa‘y ü irfânım tebdîl-i tâbiiyyet etti” diyen, Târîh-i Kadîm şiirinde dinsizliğini açıkça îlân eden Tevfik Fikret gibi zirveleri gördü “aydın yabancılaşması” denilen hastalık. (Günümüzdeki felâkete girmeyelim)
Devamı: https://www.yeniakit.com.tr/yazarlar/ahmet-talib-celen/ramazan-oruc-ve-aydin-yabancilasmasi-38736.html
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.