- Hakkımızda
- TYB Ödülleri
- Genç Yazarlar Kurultayı
- Kitaplık
- Ahlâk Şûrası
- Yazar Okulu
- Mehmet Âkif Ersoy
- Türkçe Şûrası
- Milletlerarası Şehir Tarihi Yazarları Kongresi
- Yayınlar
- Söyleşi
- Şube Haberleri
- Salgın Edebiyatı
- Haberler
- Şiir Şölenleri
- Mesnevi Okumaları
- Kültür & Sanat Haberleri
- Kültür Kervanı
- Kırklar Meclisi
- Duyurular
- Biyografiler
RASİM ÖZDENÖREN İLE YOLA ÇIKMAK, NURSEMA MARAŞÎ
Rasim Hoca’mız ardında kocaman bir boşluk bırakarak bir buçuk yıl önce ayrıldı aramızdan. Bizlere bıraktığı birbirinden kıymetli eserler hasret giderdiğimiz bir mekân oldu.
30 Aralık 2023 Cumartesi 14:18
Derinliğini anlamaktan uzak olduğumuz, öngörüsü sağlam, bir derdi olan ağabeyimiz bugün için de lâzım olanları söylemiş gitmeden önce. Kitaplarını okurken anlamaya çalışma gerginliği, çabası oldu hep üstümüzde. Oysa o, herkesin bir şeyler anlayabileceği sadelikte yazmıştı yazılarını. Sıkıntımız meselenin bütününü görememekmiş oysa.
Acemi Yolcu kitabı, bir yolculuk hikâyesi ile başlar. Yola çıkma hazırlığının sıkıntısını ve vakit yaklaştıkça nasıl heyecanlanıp telaşa düştüğünü anlatır. Ancak evden çıkıp yola revan olunca hepsi biter ama bir başka yolculukta yine aynı sıkıntıyı yaşamaktan kendini alıkoyamaz. Yol ve yolculuk deneyimlerinden bahseder. Anlatı büyük bir ciddiyetle devam ederken, radyoda bir türkü başlar ve yazının seyri değişir. Türkünün adı “suda balık yan gider.” Bu türküyü dinlerken hissettiklerini şöyle anlatır;
“Birden bir hastalıktan kalkmışım gibi oldum; hastalıktan kalkmışım ama henüz nekahet dönemini atlatamamışım. Öyle bir hal içinde buldum kendimi. Bir balığın suda yan yan gitmesinin insana bunca dokunacak nesi olabileceğini kendi kendime sormaya fırsat bile bulamadım. Nekahet halinin zayıflıkları olanca hışmıyla yüreğime çöktü.”
“Suda yan giden bir balığın ve “annem balık” diyen bir roman kahramanının bana niçin bu kadar dokunduğunu galiba asla anlayamayacağım ve bu yüzden hayat arkadaşımın bana evimiz hakkında sorduğu sorunun cevabını ebediyen ertelemeye mecbur kalacağım. Çünkü biliyorum ki, ağzımdan tek kelime çıktığı anda ya hüngür hüngür ağlamam gerekecek ya da durup dururken aksileneceğim. Bir balığın suda yan gitmesi gönlüme rikkat veriyor, beni merhamete getiriyor, diye açıklasam buna kim inanır?”
Bu satırları ilk kez okuduğumuzda epey gülmüştük. Beklemediğimiz bir şeydi çünkü. Bir yazısında, “düşene neden güleriz” sorusuna, “beklemediğimiz bir şey olduğu için” diye açıklamıştı. Yıllar sonra tekrar okuyunca suda yan giden, yaralı balığa beraber gözyaşı döktük. Rasim Hoca’mızın yazılarındaki derinliğin, gönlündeki “rikkat” ile bağlaşık olduğunu düşünebiliriz. İkisi de birbirini besleyip destekliyor. Yola çıktığı zaman, otobüs, tren, uçak her ne ile yolculuk ediyorsa insan, uyuyabilmek büyük bir lütuftur. Eğer uyuyamamışsa kişi, bu kez geride bıraktıklarını, varacağı yeri düşünerek sıkıntılarını dertlerini koltuğun daracık mesafesine yığar ve kıpırdayamaz hale gelir. Eğer yolculuk yapan Rasim Hoca’mız ise durum biraz farklıdır. Yolun başında ayrılışın anlamını düşünür.
Devamı: https://www.sadeimge.com/2023/12/30/rasim-ozdenoren-ile-yola-cikmak-nursema-marasi/
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.