09 Kasım 2025
  • İstanbul21°C
  • Ankara21°C
  • İzmir23°C
  • Konya19°C
  • Sakarya24°C
  • Şanlıurfa27°C
  • Trabzon18°C
  • Gaziantep25°C

RASİM ÖZDENÖREN'DEN: YAZAR VE ÖZGÜRLÜK

Faulkner (daha önce değindiğimiz) konuşmasının bir yerinde yazarın ekonomik özgürlüğü üzerine şunları söylüyordu: "Yazarın ekonomik özgürlüğe ihtiyacı yoktur. İhtiyacı olan tek şey bir kalem ve biraz da boş kâğıttır.

Rasim Özdenören'den: Yazar ve özgürlük

Marks'a bakarsanız, özgürlüğün altyapısını ekonomi oluşturur. İnsan ekonomi bağlamında özgür değilse, onun etik (ki burada hukuk da bu kavramın içinde mütalâa edilmelidir) özgürlüğü de söz konusu olamaz. Hukukça seyahat özgürlüğü tanınmış olan kişinin seyahat edecek parası yoksa kâğıt üzerindeki özgürlük abese irca olur. Başka bir deyişle yok anlamına gelir, yok olur.

Faulkner da acaba Marks'ın dediğine yakın bir şey mi söylemek istiyor yoksa tamamen farklı bir hedefi mi amaçlıyor?

Faulkner, yazarın paraya ihtiyacı yoktur, demiyor, özgürlüğe ihtiyacı var, diyor. Buradaki ironi üzerine dikkatinizi yoğunlaştırmanızı istiyorum.

Yazar, ekonomik özgürlüğe ihtiyacım var, mülahazasıyla kendini para kazanmaya hasrederse, belki kalemini de o uğurda kullanmaya başlar... Sanırım onun cümlesini böyle anlamalıyız.

Yazar, ne yazacağı konusunda olsun, yazısının içeriği konusunda olsun özgür bulunmalıdır. İktisadî zorunluluklar onun kalemini kelepçelememelidir.

Necip Fazıl, İdeolocya Örgüsü kitabının bir yerinde: "İnsan özgür değildir, özgür olan hayvandır" der. Burada da özgürlük kelimesinin farklı bir bağlamda kullanıldığını görüyoruz. Necip Fazıl, bu cümlesinde özgürlüğü ontik bağlamda değil, fakat etik bağlamda kullanıyor.

Şöyle açıklayalım: İnsan, varlık tarzı itibariyle özgürdür. Özgür olmak yaratılmışlar arasında ancak ve yalnız insana özgü bir haslettir. İnsan dışında hiçbir varlık (canlı, cansız) özgür değildir. Bu nedenledir ki, sadece o, yapıp etmelerinden sorumlu tutulur. Çünkü yalnız o yapıp etmelerini kendi özgür ve bağımsız iradesiyle oluşturur. İşte bu yüzdendir ki, şeriat, varlıklar arasında yalnızca ona sunulmuştur. Şeriatın sunumları arasında tercih hakkını kullanabilme yetisi de ancak insana özgü bir haslettir. Hayvan ve melek böyle bir özgürlüğe sahip değildir. İşte bu noktada, Necip Fazıl, insan özgür değildir, derken, onun, kendine sunulmuş şeriatın hükümleriyle bağımlı olduğunu söylemek istiyor. Hayvana şeriat vaz edilmediği için onun bağımlılığı da söz konusu değildir, o, özgürdür, diyor.

Başka bir ifadeye başvurursak, insan ontik açıdan özgürdür, fakat etik (bu kavram burada hukuku da içeriyor) açıdan özgür değildir, şeriatla bağımlıdır. Ancak gene de şeriata bağlanmayı kendi iradesiyle seçme yetisine ve özgürlüğüne sahiptir.

Böylece yazarın, ona ayak bağı olacak her tür bağdan azâde olması gerektiğini söylemiş oluyoruz. İşbu azâdeliğe hukuk da dâhil olmalıdır. O bile yazara ayak bağı olduğunda yeniliğin ve yenilenmenin önü kesilmiş olur. Devrim, bir bakıma, bu tür engellerin aşılması, demek değil midir?

20.11.2011 Yeni Şafak

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.