- Hakkımızda
- TYB Ödülleri
- Genç Yazarlar Kurultayı
- Kitaplık
- Ahlâk Şûrası
- Yazar Okulu
- Mehmet Âkif Ersoy
- Türkçe Şûrası
- Milletlerarası Şehir Tarihi Yazarları Kongresi
- Yayınlar
- Söyleşi
- Şube Haberleri
- Salgın Edebiyatı
- Haberler
- Şiir Şölenleri
- Mesnevi Okumaları
- Kültür & Sanat Haberleri
- Kültür Kervanı
- Kırklar Meclisi
- Duyurular
- Biyografiler
ŞAİR FUZÛLÎ NELER SÖYLEMİŞ?
Divan edebiyatının efsane hocalarından Ali Nihat Tarlan, divan edebiyatı alanındaki birikimini yanına alarak elini en ağır taşlardan birisinin altına sokmuş ve Fuzûlî Dîvânı’nı şerh etmişti. Ekrem Sakar yazdı.
01 Ekim 2016 Cumartesi 15:45
Zevkler ve renkler tartışılmaz derler; “tartışılmaz” derken kastedilen neticeye varılamayacağıdır. Nitekim sonuca varmak amacı gütmedikçe tartışmanın bir zararı yoktur. “En”ler zevklerin doruk noktalarını ifade ederler ve bunlar üzerinde hiçbir zaman ortak kanaate varılamaz. “Türk edebiyatının gelmiş geçmiş en iyi şairi kim?” diye sorsanız muhtelif yanıtlar alırsınız; kimisi Nedimder, kimisi Yahya Kemal der, kimisi Necip Fazılder, kimisi Sezai Karakoç der. Hatta kendileriyle aynı havayı soluduğumuz şu memlekette “en iyi şair benim” iddiasında olanlar da mevcuttur. Herkesin en iyisine saygı duymakla birlikte edebiyat araştırmacılarının, eleştirmenlerin, şairlerin ve tecrübeli şiir okuyucularının “en iyi şair” olarak en fazla ittifaka vardıkları üç isim şunlardır: Yunus Emre, Fuzûlî ve Şeyh Gâlib.
Divan şiiri, şiir olması hasebiyle ilk okuyuşta anlaşılmaz. Ayrıca kendine has hayâl dünyasıyla, mazmunlarıyla, ıstılahlarıyla, telmihleriyle, kelimeleriyle ve kavramlarıyla herhangi bir öğretim formasyonundan yahut okuma tecrübesinden geçmemiş sıradan bir okuyucuya yabancı kalır. Hele Fuzûlî gibi edebiyatın en derin ve en ince noktalarına inen zekâların kaleme aldıkları şiirler hiç de kolay lokma değildir. Gösterdiği zekâ parıltısının yanı sıra samimi bir lirizm ve hassasiyet içeren şiirleri bir de tarihî birer metin oldukları için, onun şiirlerinde ne dediğini anlamanın tek bir yolu vardır: Bir anlayana başvurmak. Burada devreye giren şârih (şerh eden), hem bir okuyucu hem de bir yazar olarak ele aldığı metni alelade bir okurdan daha iyi anlayıp, bilgisini herkesin istifadesine sunmak adına açıklama yoluna giden kişidir. Divan şiirinde “kapalı olan manayı açmak” işine şerh etmek diyoruz.
Devamı için: http://www.dunyabizim.com/kitap/24794/sair-fuzl-neler-soylemis
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.