- Hakkımızda
- TYB Ödülleri
- Genç Yazarlar Kurultayı
- Kitaplık
- Ahlâk Şûrası
- Yazar Okulu
- Mehmet Âkif Ersoy
- Türkçe Şûrası
- Milletlerarası Şehir Tarihi Yazarları Kongresi
- Yayınlar
- Söyleşi
- Şube Haberleri
- Salgın Edebiyatı
- Haberler
- Şiir Şölenleri
- Mesnevi Okumaları
- Kültür & Sanat Haberleri
- Kültür Kervanı
- Kırklar Meclisi
- Duyurular
- Biyografiler

- İstanbul20°C▼
- Ankara22°C
- İzmir23°C
- Konya24°C
- Sakarya19°C
- Şanlıurfa28°C
- Trabzon20°C
- Gaziantep27°C
"SAKARYA VADİSİ" PORTRESİ

Fahri TUNA

Medeniyetin, medeniyetlerin beşiği.
Türk milletinin başı ne zaman dara düşse, yeniden var olduğu, her şeye yeniden
başladığı vadi.
Arap turistlerin her gördüklerinde artık klişeleşen bir söylemleri var: “Biz cennete
gitmek için uğraşırken, siz zaten cennette yaşıyorsunuz!” Sakarya vadisi için söylenen
sözlerdir bunlar.
Vadiden yedi medeniyet neşet etmiş yeryüzüne; Frig, Galat, Bithinya, Bizans, Selçuklu,
Osmanlı, Türkiye Cumhuriyeti.
Nehir dolayısıyla vadi adını Bitinya kraliçesi Sangaryus’tan almış; yakışmış da
böyle güzel bir vadiye güzeller güzeli bir kraliçenin adı.
Eskişehir’in 70 km güney doğusundaki Çifteler ilçesinin Sakarbaşı’ndan “kaynak”
olarak yeryüzüne “merhaba” diyen Sakarya, dağları bayırları aşıp, dereleri çayları
bağrına basıp, 824 km ovalarla koyun koyuna ilerleyip, Sakarya’nın 55 km kuzeyindeki
Karasu’dan Karadeniz’e kavuşarak sakinleşmektedir.
Şairin “Kırım kıvrım akar ya!” dediği Sakarya, 7 ilin topraklarına “hayat vermekte”:
Eskişehir, Afyon, Kütahya, Polatlı (Ankara), Bilecik, Bolu, Sakarya.
Türk-İslam Medeniyetinin 7 büyük ismi bu vadide yaşamış: Yunus Emre, Şeyh
Edebali, Akşemsettin, Nasrettin Hoca, Evliya Çelebi, Aşıkpaşa, Köroğlu. Yani tasavvuf,
hukuk (fıkıh), mizah, gezi, tarih, folklor; yani hayat; yani toplum, devlet;
yani medeniyet…
Yunus Emrelerin, Nasrettin Hocaların, Şeyh Edebalilerin hazırladığı ruh ikliminde
Osmanlının kurulduğu vadidir Sakarya. Viyana önlerinden başlayan gerileyişimizin
son noktasıdır Polatlı; yedi düvelin (bütün emperyalist devletlerin) leş
kargaları gibi üzerimize üşüştüğünde, talana son verdiğimiz yerdir Polatlı; İstiklal
Harbimizin ilk zaferinin, “yeniden dirilişin” mekanıdır Polatlı; Yunan’ı 9 Eylülde
İzmir’den denize döküşümüzün ilk adımıdır Polatlı; yani Duatepe.
Sakarya Meydan Muharebesi Türkiye Cumhuriyetinin temelidir; tarih boyunca
“hür doğmuş hür yaşamış bir milletin” küllerinden yeniden doğuşunun destanıdır
o muharebe.
“Elmanın top top” yapıldığı (Adapazarı) , “siyah giyenin toz beyaz giyenin söz”lendiği (Bolu), “kara
kaşların ferman” (Bilecik) yazdırdığı, “bağa, bostana” (Eskişehir) gelinip “halkalı şeker” in yendiği,
“Kütahya’nın pınarları” akışırken “allı güllü Fadimelerin uyanıp sabah namazına
kalktığı” (Afyon) vadinin adıdır Sakarya.
Gaymakla balla (Bolu) besmele çekip, enfes Yarma çorbasının (Polatlı) ardından
leziz Islama köfte (Adapazarı) veya Balaban köftenin (Eskişehir) üstüne, Cimcik
yahut Tosunumla (Kütahya) doyulduğu, Kaymaklı ekmek kadayıfı (Afyon) veya
Uğut (Taraklı) tatlısıyla “elhamdülillah” denildiği sofranın adıdır Sakarya vadisi.
Mertliğin, dürüstlüğün, gösterişsizliğin, vatana ve devlete çıkarsız ve ölçüsüz bağlılığın,
evi fakir ama gönlü zenginliğin, gariban ama dik başlılığın yurdudur Sakarya
vadisi. Bu vadinin insanlarının bir ayağı “Garaosman” dır (Osman Gazi), bir eli
Nilüfer Hatun’dur, bir gözü Dursun Fakih’tir, bir sözü Nasrettin Hoca’dır.
Bu vadinin insanlarının feraseti, cehaletlerinin bin fersah önündedir; bilesiniz…
Sakarya vadisi, “kuruluşun”, “kurtuluşun”, “varoluşun” adıdır.
“Yeniden diriliş destanımızın” ta kendisidir.
29.11.2010
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.