SAMİMİYETLE ANCAK ŞAİR SUNİLİKTEN KURTULUR

Genç şairler ve şiirseverleri A. Ali Ural'ın Pazar günü gerçekleştirdiği 'Şiirin Atölyesi' programını ilgiyle takip ettiler. Naime Erkovan, etkinlikten notlarını aktarıyor..

Türkiye Yazarlar Birliği İstanbul Şubesi'nin bu sene ilkini düzenlediği ve yoğun bir katılımın gerçekleştiği “Şiir Günleri” birbirinden ilginç oturumlarla devam ediyor. Bu bağlamda düzenlenen 19 Ekim Pazar günkü söyleşilerden biri de şair-yazar A. Ali Ural’ın yönettiği “Şiirin Atölyesi” isimli oturum oldu. Genç şairler ve şiiri seven katılımcılar, bu konuyla alakalı söylenenleri büyük bir dikkatle dinledi. Çünkü A. Ali Ural, şiirlerle bir yol haritası çizdi.

Şiirin veya düzyazının, edebiyat tarihi boyunca bir atölye mantığıyla ilerlediğini gösteren Ural, ilk örnek olarak Nazım Hikmet ve Orhan Kemal’in hapishanedeki usta-çırak ilişkisinden söz etti. Orhan Kemal’in kendi sözlerinden hareketle, Nazım’ın Orhan Kemal'e nasıl yol gösterdiğini, iyi şiirler yazdığını zannederken geleceğinin düzyazıda olduğunu ve onu bu konuda teşvik ettiğini aktardı.

Bir yol göstericinin daima var olduğunun altını çizen Ural, Yahya Kemal Beyatlı ve Ahmet Hamdi Tanpınar’ın dostluğunun büyük eserleri meydana getirdiğini belirttikten sonra, dünya edebiyatından da Ezra Pound ve T. S. Eliot örneğini verdi. Eliot’ın meşhur eseri “Çorak Ülke” üzerinde Pound’un emeğini zikreden Ural, Pound'un gerektiğinde bazı mısralarını çizip yerine başka mısralar yazdığını anlattı.

Yazının devamı için: http://www.dunyabizim.com/Manset/18338/samimiyetle-ancak-sair-sunilikten-kurtulur.html