- Hakkımızda
- TYB Ödülleri
- Genç Yazarlar Kurultayı
- Kitaplık
- Ahlâk Şûrası
- Yazar Okulu
- Mehmet Âkif Ersoy
- Türkçe Şûrası
- Milletlerarası Şehir Tarihi Yazarları Kongresi
- Yayınlar
- Söyleşi
- Şube Haberleri
- Salgın Edebiyatı
- Haberler
- Şiir Şölenleri
- Mesnevi Okumaları
- Kültür & Sanat Haberleri
- Kültür Kervanı
- Kırklar Meclisi
- Duyurular
- Biyografiler
SEDAT ERGİN: ANKARA’NIN GÜNDEMİNDE BU KEZ BERLİN İLE DİYALOG MESELESİ VAR
İki binli yılların hemen başlarında Türkiye’nin önüne Avrupa Birliği’ne tam üyelik adaylığı perspektifinin açılmasında, o dönemde Almanya’da sosyal demokrat bir hükümetin iş başında olmasının etkisi göz ardı edilemez.
28 Eylül 2021 Salı 10:45
Gerek 1999 sonunda Helsinki’deki AB zirvesinde Türkiye’nin adaylığının kabul edilmesi, gerek müzakerelerin 3 Ekim 2005 tarihinde resmen başlatılması kararlarının gerisindeki en önemli faktörlerden biri, Almanya’da başbakanlık koltuğunda sosyal demokrat bir politikacı olan Gerhard Schroder’in oturuyor olmasıydı.
Schroder’in bu görevini 2005 Kasım ayı sonunda Türkiye için AB’ye tam üyelik yerine “imtiyazlı ortaklık” fikrini savunduğunu gizlemeyen Hıristiyan Demokrat Angela Merkel’e devretmesi ve ardından bir dizi başka faktörün de denkleme girmesiyle birlikte, müzakere süreci sonradan kademe kademe hız kesmiş ve bugün olduğu gibi fiilen durma noktasına gelmiştir.
Ancak önceki gün yapılan seçimlerde az bir farkla Sosyal Demokrat Parti’nin (SPD) birinci gelmiş olması ve bu partinin adayı Olaf Scholz’un muhtemel bir koalisyonun başbakanlığı için daha şanslı konumda bulunması, tüm üyelik sürecinde girilen olumsuz süreci tersyüz edebilme gibi bir potansiyel taşımıyor ne yazık ki...
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.