- Hakkımızda
- TYB Ödülleri
- Genç Yazarlar Kurultayı
- Kitaplık
- Ahlâk Şûrası
- Yazar Okulu
- Mehmet Âkif Ersoy
- Türkçe Şûrası
- Milletlerarası Şehir Tarihi Yazarları Kongresi
- Yayınlar
- Söyleşi
- Şube Haberleri
- Salgın Edebiyatı
- Haberler
- Şiir Şölenleri
- Mesnevi Okumaları
- Kültür & Sanat Haberleri
- Kültür Kervanı
- Kırklar Meclisi
- Duyurular
- Biyografiler
09 Kasım 2025- İstanbul18°C▼
- Ankara14°C
- İzmir17°C
- Konya12°C
- Sakarya15°C
- Şanlıurfa19°C
- Trabzon15°C
- Gaziantep17°C
SEDAT LAÇİNER'DEN: KIBRIS’TA BÜYÜK RESTLEŞME
Kıbrıs sorunu’ AB-Türkiye ilişkilerinde turnusol kâğıdı gibi. İlişkilerin geleceğini Kıbrıs’a bakarak anlamak mümkün... Eğer bu varsayımımız doğruysa Türkiye AB’ye asla giremeyecek demektir.

AB, Rumları kendi içine alırken hukuka bin bir takla attırdı, her türlü hileye başvurdu. Bir kere sınır sorunu olan bir ülkeyi almaması gerekirken kendi kuralını çiğnedi. Kıbrıs Cumhuriyeti’nin bir Türk ve Rum devleti olarak kurulduğu da yok sayıldı. Böylece adanın kuzeyi AB toprağı sayılırken üzerindeki Türkler AB üyesi sayılmadı. Hatta KKTC ve Türkiye işgalci konumuna sokuldu. Bu da yetmedi Brüksel, Türkiye’nin tanımadığı Kıbrıs Rum Kesimi’ni AB için zorla tanıtmaya kalktı. Sonuçta Ada’nın Hristiyanları AB’ye girerken, Müslümanları dışarıda bırakıldı. Yetmedi bir de Türkiye Kıbrıs üzerinden hem dövülmek, hem de AB dışında tutulmak istendi.
Türkiye resti gördü
Bugün Türkiye şunu çok iyi görüyor: Kıbrıs sırtımızın dayandığı son nokta. Artık deniz bitti. AB ile ilişkilerde verilecek taviz de yok, gidilecek başka bir yer de... AB kararını vermek zorunda... Ya Türkiye ile samimi ve gerçekçi bir tam üyelik süreci izleyecekler, ya da dürüstçe içlerinden geçeni dışa vuracaklar. Mevlana’nın dediği gibi, ya oldukları gibi görünecekler, ya da göründükleri gibi olacaklar. Bu değişimi de gösterebilecekleri en önemli alan Kıbrıs sorunu... Türkiye en son çıkışlarıyla AB’ye fazla bir manevra alanı bırakmıyor.
Önce Davutoğlu Dışişleri Bakanı atanır atanmaz ültimatom verir gibi sert bir çıkış yaptı. Adanın birleşmesi için 2012 yılında yapılabilecek bir referanduma işaret eden Davutoğlu Kıbrıs konusundaki sert çıkışını sonra da sürdürdü. Onu Başbakan Erdoğan’ın sert açıklamaları izledi ve Erdoğan “Rum tarafı kendilerini muhatap almamızı beklemesin. Hiçbir zaman aynı masaya oturmayız” diyerek Rumların AB dönem başkanlığını dahi tanımayacaklarını ilan etti.
Bağımsızlık yolu
Şu ana kadar Rumlar AB üyesi olarak rahattılar. Tüm adımlar Türkiye’den bekleniyordu. Türkiye’ye “tam üye olmak için müzakereler sürsün istiyorsan Kıbrıs’ı tanımak zorundasın” deniyordu. Şimdi Türkiye karşı atağa geçiyor. Bir anlamda AB’nin restini görüyor. Eğer Türkiye çıkışında ısrar ederse bu yol KKTC’ye tam bağımsızlık yolunu açabilir. Zaten anlaşılan o ki son 10 yıldır Türkiye bir yandan bağımsızlığa hazırlık yapıyor. KKTC’nin elektrik ve su başta olmak üzere tüm sorunları çözülmeye çalışılıyor. Daha da önemlisi Hükümet geçmişte hiç dokunulmayan mülkiyet sorununu da çözmek için elinden geleni yaptı, yapıyor. Bu çıkışlar şu ana kadar değişmeyen Rumları da yola getirebilir belki. Bölünme ihtimali güç kazandıkça Rumlar rahat AB koltuğundan doğrularak müzakere masasına gelebilir de. Bunları söylemek için belki henüz erken. Özellikle Brüksel’in Türkiye’nin çıkışına nasıl karşılık vereceğini görmeden tahminde bulunmak kolay değil.
21.07.2011 Star
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.