SEFA SAYGILI'DAN: SAĞLIKTA DURUM NE?

Geçmişten bugüne gözlemlediğim ana hatlarıyla sağlık sorunlarının değişimi nasıl oldu bundan bahsetmek istiyorum.

Öncelikle Ak Parti hükümeti zamanında son 12 yılda gerçekten devrim niteliğinde gelişmeler olduğunu belirteyim. Daha önce hasta veya yakını geceden sıraya girer, başarabildiğinde akşama kadar muayene olmayı beklerdi. Sonra tahlil ve tetkikler için tekrar sıra ve tekrar muayene için bekleme. Derken ilâç sırasına girerdi. Tabi her ilâç da bulunmazdı. Çoğu zaman doktorun özel muayenehanesine gidilmek zorunda kalınırdı.

Şimdi ise telefonla veya internetten randevu alınıyor ve saatinde muayene olunuyor. Üstelik özel hastanelerde de az bir fark verilerek muayene olmak mümkün. İlâçlar serbestçe eczanelerden alınıyor. Tahlil ve tetkikler için gecikme halinde yine özellerden yararlanılıyor. Hastalar bu gidişattan memnunlar.

Doktorlara muayenehane yolu kapandı ama performans verilmek suretiyle ekonomik durumları az da olsa rahatlatıldı.

Ancak gördüğüm kadarıyla bazı problemler ortaya çıkmış durumda. Onlardan bahsetmek istiyorum:

·         Performans bazı ciddi ve ağır hastaların bakılmalarını engelleyebilmekte, sahipsiz kalmalarına yol açabilmektedir.

·         Doktorlar itibar kaybetmiş, saygınlıkları darbe yemiştir. Bu da sağlık çalışanlarına şiddetin artmasının önemli sebeplerindendir. Kısacası hekimler mutsuzdur, yılgındır.

·         İnsanlar sağlık hizmetlerinden kolay yararlandıysa da bunun maliyeti de büyük olmuştur. Bugün bu giderlerin bütçeye yükü oldukça fazladır ve maliyeyi zorlamaktadır.

·         Bir doktorun muayene edeceği hasta miktarı gereğinden çok sayıda olduğundan hastaya ayrılan vakit kısıtlı olmakta, bu da hekimi aşırı tetkik istemeye ve ilâca başvurmaya itmektedir. Dolayısıyla ilâç tüketimi artmaktadır. Antibiyotik ve antidepresif kullanımı bu yüzden dünyanın en yüksek miktarlarına varmıştır.

·         İlâç konusunda alkışlanacak olay ise istikrarlı ve dikkatli politika ile birim fiyatlarının ve maliyetlerinin düşürülmesidir. Bu da sağlık giderlerini ve maliyeti azaltmıştır.

·         Yine ilâç firmalarının doktorlara yönelik promosyonlarının kısıtlanması ve yeniden düzenlenmesi çok yerinde olmuştur. Böylelikle ilâç savurganlığının önüne geçilmesi konusunda önemli bir adım atılmıştır.

·         Halk sağlığının korunması açısından çok önemli olan koruyucu hekimlik ihmal edilmiştir. Ancak sigaraya ve son zamanlarda alkollü içkilere karşı getirilen kısıtlamaların çok faydası olduğu da inkâr edilemez. Ayrıca başbakanımızın ekmeklerde kepek oranını artırılması ve kimyasalların katılmasının engellenmesi kararı, kola yerine ayranı teşvik etmesi alkışlanacak icraatlardır. Ayrıca kürtaja ve sezaryenle doğuma getirilen zorlukların da önemi  büyüktür.

·         Günümüzün önemli bir sağlık sorunu da “bitkisel destek ürünü” denilen bir takım maddelerin ilâç denilerek, üstelik her derde deva olarak gösterilerek satılmasıdır. Halk sağlığını tehdit eden, maliyetleri yüksek olan bu maddelerin satışlarının muhakkak önüne geçilmelidir.

·         Tıp fakültelerinin sayısı da, kontenjanları da hızla artırılmış, bu da maalesef kaliteyi düşürmüştür. Halbuki hekimin niteliği de önemlidir.

·         Muayenehane hekimliğinin de bazı hallerde alternatifi yoktur. Bu yüzden desteklemezlerse bile engellenmemeli gerektiği kanısındayız.

Aslında bu maddeler daha da artırılabilir. Ancak bunlar bile sağlıkta ciddi problemlerin devam ettiğini göstermeye yeter. Eski bakanın aksine sağlık camiasınca çok sevilen yeni bakanımızdan cesaretli adımlar ve isabetli atılımlar beklemek hakkımızdır.

31.01.2014 Milat Gazetesi