21 Ekim 2025
  • İstanbul20°C
  • Ankara19°C
  • İzmir19°C
  • Konya17°C
  • Sakarya20°C
  • Şanlıurfa23°C
  • Trabzon17°C
  • Gaziantep22°C

ŞEHİR ARAŞTIRMALARI MERKEZİ NEYİMİZ OLUR?

M. Ali ABAKAY

Ey Can, gönlümüzün sevda ırmağında yıkandıkça paklanan, albenisi artan, ilerisi için medeniyetimizin yeniden inşâında bize umut veren ya da öyle gördüğümüz, hayaline kendimizi inandırıp, bir başkasını âşık etme uğraşısında bulunduğumuz Şehir Araştırmaları Merkezi konusunda bize gelen kimi sorulara cevap teşkil edecek bu yazımızda, belirtiklerimizin çoğunun cevabı olan yayınlanmış makalelerin okunduktan sonra Şehir Araştırmaları Merkezi'nin daha iyi anlaşılacağını belirtmekte fayda vardır.

Ey Can, son senelerde gittikçe üzerinde durduğumuz ve şehirlerin gerek bağrında yaşattığı eserlerin akibetinin şimdilik meçhûl olduğu manzarada, yapılan toplu yerleşim alanlarının düne göre kimliksiz görünümü, ister istemez Şehir Araştırmaları Merkezini, her şehir için bir ihtiyaç haline getirmiştir.

Ey Can, elbette şekillendirmeye çalıştığımız Şehir Araştırmaları Merkezi'ne benzer yapıda kimi sivil toplum kuruluşları bulunmaktadır. Bizim yeni yeni ete ve kemiğe bürünen merkez çalışmamız, mekânıyla bütünleştiğinde söyleyecek çok sözümüz olmalı ki bugüne kadar belirttiklerimiz kitaplaştığı vakit, kimi yönleri zamanı gelince belirtilecek hususlar, bizim beklentilerimizin dikkate alınmasına gerekli zemini hazırlayacaktır.

Ey Can, ülkenin seksen bir vilayetine seslenecek Şehir Araştırmaları Merkezi, aynı zamanda beynelmilel -uluslararası yönüyle ülke dışındaki kentler için de birer kitaplığa sahip kılınacaktır.

Ey Can, Mekke'den Kudüs'e, Semerkand'dan Buhara'ya, Şam'dan Bağdad'a, El-Hamra'dan Tac-Mahal'a varan çizgide öncelikle İslam Coğrafyası'nın şehirlerini içine alan yapısıyla, sonradan diğer devletlerin şehirlerini de bir araya getirerek yaklaşık ikiyüz şehir hakkında bilgiyi, kitaplarla, dergilerle, fotoğraflarla, belgesellerle şimdilik bir, sonradan bir elin parmaklarını geçmeyen ekiple bir ilk olarak sunacağız, medeniyet dünyasına.

Ey Can, her yayınlanan kaynak esere elimizin ulaşmayacağı herkesin malûmudur, he reseri temin iddiası mubalağadır, elbette. Her şehir konulu kaynağı temin hem zaman hem maddî açıdan oldukça güç bir meşgaledir, uğraştır. Hiç bir kurumun ve kuruluşun sponsorluğuna başvurmadan, kendi imkânımızla ortaya çıkarttmaya ahdettiğimiz, kimi dostların, şehir konusunda yetkili olanların bize duydukları güvenin neticesinde kaynaklarıyla destek verdiği, bazen bir bazen beş kitabı gönderdiği günümüzde, bize emanet edilen bir kartpostal bile olsa, değerlidir, kıymete sahiptir.

Ey Can, bilmekteyiz ki Şehir Araştırmaları Merkezi, sıradan bir iş değil, parayla-pulla gerçekleşecek bir müessese olamaz. Gönüllü olmadıktan sonra, canla başla çalışmadıktan sonra, zorlamalarla ortaya çıkacak bir oluşum değildir.

Ey Can, Şehir Araştırmaları Merkezi, bir pul kolleksiyoncusunun titizliğinde, kelebek kolleksiyoncusunun itinasında, hassasiyet gerektirenm bir uğraştır, ortaya çıkacak ilk biçimiyle.

Ey Can, Şehir Araştırmaları Merkezi, doğduğu topraklara vefa göstermesidir, insanın.

Ey Can, Şehir Araştırmaları Merkezi, kişininin medeniyetinin sesi olmasıdır.

Ey Can, Şehir Araştırmaları Merkezi, insanın şehirde kendisini bulması ve buna dünyanın birçok şehrini tanık gösterme ameliyesidir.

Ey Can, Şehir Araştırmaları Merkezi, gören gözlerin gördüklerini sorgulamasıdır, işiten kulakların sesin geldiği yönleri bilmesidir, aklı olanların hem gördüğünü hem duyduğunu düşünerek tefekkürden uzak düşmemesidir.

Ey Can, Şehir Araştırmaları Merkezi, dalında olgunlaşmayı bekleyen meyve misali, bekleyenlerinin sabırsızlıkla görmek istedikleri mekândır, ihmal edilen dünle neye göre yaşandığı bilinmeyen bugünün sorgulanmasıdır ve dahi yarının güzel yaşanması için kişinin, toplumun bilinçlenmesinin adresidir, muhattab merkezidir.

Ey can, bizi bu açıklamalara zorlayan eşhas, kendisine şu suali-soruyu sorsa ne cevap verir: Şehir Araştırmaları Merkezi neyimiz olur?

Ey Can, bizim merkezimiz, insanımızın bağrını hûn eyleyen acılarının dışa vurumunu sağlayacak. Belki iç dünyasını dışa vuran Mevlana'nın bağrı kebab eyleyen ney sesidir. Bizim merkezimizde insan vardır, tarih vardır, inanç vardır, boynulu hayvandan boynuzsuz hayvanın hakkının alınması üzerine kurulu bir medeniyetin mührü vardır.

Ey Can, eminiz ki Şehir Araştırmaları Merkezi, bizim neyimiz olur. Çünkü doğu medeniyeti hüzne mutallidir. Biz neye razıyız da klarnete-saksafona endeksli isimler, bizim neyimiz olur?

Ey can, onlar, taklitten öte bir şey olmayan, gölgeleriyle silinip giden, yaşadığı kente, şehre bir şey katmamış, medeniyetine yabancı, kendisine aşina olmayan, etrafına faydası dokunmayan, ne kendisinin olabilmiş ne başkası gibi kabullenilmiş, tarihine yabancı, diline-yazısına sahip çıkmamış, ilm u irfandan uzak, erdeme mesafeli, dünyada emperyale kul-köle olmaya razı, başkasını bakarken kendisini tarif eden parya mesahabesinde hissiyatın ve fikriyatın kötü mukallidi, acınacak, merhamete muhtaç iken başkasına zulmü reva gören, koşuda kendisini sanan tay misali yönünü-yerini bilmeyen, özünü inkarı, varolmanın gereği belletilmiş, son asrın soğuk savaş mimarlarının içimizde ayakta tuttuğu kurşun adamlardır.

 

Ey Can, söyletme artık, beni. Ne dediğimi iyi anlamaktasın ve bilmektesin. Aydınlığımıza gölge olmak isteyen karaltılar, bu asırda varlıklarının gücü sarsıldıkça, eski ihtişamlarına özenti içindedir, bunu ayakta tutmanın gayreti ile kendi korku imparatorluklarının hala süregenliğini savunur, durur. Bu merkez anlayışımız, belki buna karşı çıkışın kendimizce tezahürüdür.

01.02.2013

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.