- Hakkımızda
- TYB Ödülleri
- Genç Yazarlar Kurultayı
- Kitaplık
- Ahlâk Şûrası
- Yazar Okulu
- Mehmet Âkif Ersoy
- Türkçe Şûrası
- Milletlerarası Şehir Tarihi Yazarları Kongresi
- Yayınlar
- Söyleşi
- Şube Haberleri
- Salgın Edebiyatı
- Haberler
- Şiir Şölenleri
- Mesnevi Okumaları
- Kültür & Sanat Haberleri
- Kültür Kervanı
- Kırklar Meclisi
- Duyurular
- Biyografiler
“ŞEHİRLER İNSANLARIN VAROLUŞ HİKÂYELERİNİN BAŞLADIĞI YERLERDİR.”
“Türkiye Yazarlar Birliği Şehir Okumaları” sohbetleri kapsamında üçüncü şehir okuması 27.05.2020 tarihinde Edirne çerçevesinde gerçekleştirildi.
30 Mayıs 2020 Cumartesi 14:59
İlki Ahmet Köseoğlu’nun katılımlarıyla Konya, ikincisi ise Doç. Dr. Mustafa Alican’ın katılımlarıyla Malazgirt başlığı etrafında gerçekleştirilen şehir okumalarının üçüncü konuğu, Edirne Trakya Üniversitesi öğretim üyesi Doç. Dr. Mustafa Hatipler oldu. Doç. Dr. Mustafa Hatipler, Mehmet Önder Karakaş’ın Edirne’ye dair sorularını yanıtladı.
Şehir teorilerinin tasniflenme biçimlerinden örnekler veren Hatipler, Türk-İslam Medeniyetinin şehir fikrinden bahsettikten sonra muhtelif şehir teorileri bağlamında medeniyetimizin şehir tasnifinin Farabi’nin Medinetü’l Fazıla’sından geldiğinin altını çizdi.
Bizim medeniyetimizde şehir Ertuğrul gibi bir oğul kadar kutsaldır.
Sivas’ın Timur tarafından alınmasının ardından Yıldırımın Beyazıt ile bir çoban arasında geçen konuşmanın şehir fikrimizi idrak etme noktasında oldukça kıymetli olduğunu belirten Hatipler, Yıldırım Beyazıt’ın ağlayan bir çobana yönelttiği “Sivas gibi şehrin mi düştü, Ertuğrul gibi oğlun mu öldü” sorusunun, insan ve şehir arasında inşa ettiğimiz bağın ehemmiyetini kavrama açısından çok hayatî olduğunun altını çizdi.
Edirne İstanbul’un fethini hazırlayan şehirdir.
Edirne’nin bir serhat şehri olmaktan ziyade bir iç kale olduğunu önemle vurgulayan Hatipler, aynı zamanda Edirne’nin İstanbul’un fethini hazırlayan şehir olması ve uzun bir süre boyunca Osmanlı İmparatorluğu’na başkentlik etmesinin şehrin kimliği ve kişiliği açısından belirleyici bir unsur olduğunu belirtti. Tarihsel anlamdaki kıymetinin hiçbir zaman azalmayacağını örneklerle ifade ettikten sonra, Edirne’nin 17. yüzyılda İstanbul, Paris ve Londra’dan sonra Avrupa’nın dördüncü büyük şehri olduğunu önemle vurguladı.
“Şehirlerin dili vardır. Şehirlerin ağladığına, hafıza olduğunu, konuştuğuna inanan birisiyim. Bu anlamda da en fazla konuşan şehirlerden biri Edirne’dir. Son olarak Edirne’nin cumhuriyetin ilanı ve modernleşme ile yaşadığı değişimlerden bahseden Hatipler, Mehmet Önder Karakaş’ın halkın geçim kaynaklarından, ev mimarisine kadar yönelttiği muhtelif soruları cevaplandırdı.
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.