- Hakkımızda
- TYB Ödülleri
- Genç Yazarlar Kurultayı
- Kitaplık
- Ahlâk Şûrası
- Yazar Okulu
- Mehmet Âkif Ersoy
- Türkçe Şûrası
- Milletlerarası Şehir Tarihi Yazarları Kongresi
- Yayınlar
- Söyleşi
- Şube Haberleri
- Salgın Edebiyatı
- Haberler
- Şiir Şölenleri
- Mesnevi Okumaları
- Kültür & Sanat Haberleri
- Kültür Kervanı
- Kırklar Meclisi
- Duyurular
- Biyografiler
SELÇUK TÜRKYILMAZ: YOL AYRIMI: EMPERYALİZMİN YANSIMASI OLARAK MİLLÎLİK VE KOZMOPOLİTLİK ÇATIŞMASI
1920’de Fransızlar Şam’a girdiğinde Türkiye’de de işgal orduları vardı. Başta İstanbul ve İzmir olmak üzere memleketin üzerinde karabulutlar dolaşıyordu.
20 Eylül 2019 Cuma 10:30
O dönemi iyice anlayabilmek için bütün bir coğrafyada olan biteni bilmek gerekiyor. Aynı yıl Azerbaycan da yeniden işgal edildi. Benzer bir şekilde Mısır da dâhil olmak üzere bütün Kuzey Afrika, Mağrip’ten başlamak suretiyle Batı Avrupa ülkeleriyle mücadele hâlindeydi. İşgal bütün Osmanlı coğrafyasına yayılmaktaydı. Bu dönemde Misak-ı Millî de kabul edildi.
Türkiye’de Millî Kurtuluş Savaşı başlarken coğrafyamızın birçok bölgesinde benzer kurtuluş hareketlerini görebiliriz. Yine Fas’tan başlamak suretiyle Azerbaycan’a kadar Türkiye ile doğrudan alakalı olan yerlerde millî kurtuluş hareketleri, emperyalizme karşı varoluş mücadelesini örgütlemeye çalışmıştı. Fransız ordusu Şam’a girmeden önce ilk direniş hareketi Meyselun’da baş göstermişti. Fransa bu direnişi ve daha sonra da Şam’ı şiddetli bir şekilde ezip geçti. Michael Provence, Suriye’de başlayan bu hareketin 1930’ların ikinci yarısından itibaren Filistin mücadelesini etkilediğini söyler. Sömürge yönetimleri tarafından yeni devletler oluşturulsa da insanların zihninde bu sınırlar bulunmamaktadır. Provence, The Great Syrian Revolt and the Rise of Arab Nationalism adlı kitapta Suriye İsyanı’nı örgütleyenlerin eğitimlerini Osmanlı askerî okullarında aldığını da söyler. Birbirine çok yakın tarihlerde Fransızlar Suriye’de, İtalyanlar da Libya’da millî bağımsızlık mücadelesini bastırdı. Rif Cumhuriyeti de aynı tarihlerde sukut etmişti.
Türkiye, Arap coğrafyası ve Kafkasya’daki olayları 1910’lardan başlamak suretiyle ilişkileri açık açık göstererek anlatan bir kitap olduğunu zannetmiyorum. Bağımsızlık mücadelelerinin kaybedilmesine birçok sebep gösterilebilir. Fakat en önemli hususlardan biri Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra her bir bölgenin kendi başına kalmasıdır. Bağımsızlık mücadeleleri bölgesel güçlü bir devlet tarafından desteklenememiştir. Her bir bölge ayrı bir mücadele verirken kendi kimliğini de inşa etmiştir. Bağımsızlıkçı fikirler ve hareketler başka bölgelere sirayet ettiği gibi sonraki kuşaklara da aktarılabilmiştir.
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.