ŞEREF OĞUZ: DOLANDIRICI ÜRETEN KURNAZLIK KÜLTÜRÜ

Çiftlikbank olayını 24 Kasım 2017’de ilk defa gazeteci dostum Metin Can ifşa etti. “İşte Çiftlik Bank Gerçeği” manşetiyle saadet zincirine dayanan sistemini, internet oyunlarını taklit edip on binlerce üyeye ulaşmasını yazdı. İşadamından hâkimine 1 milyar lira topladığını haberleştirdi.

 

O dönemde bu habere en fazla itiraz, üst düzey bürokratlardan geldi. Anladık ki onlar da işin içinde ve “mavi yumurta” satan bu hayal tacirine onlar da milyonlarca lirayı yatırmışlar.  Mehmet Aydın adlı bu gence, kimler koruma vermedi ki… Metin Can yığınca tehdit almıştı.

 

Zira tosuncuk, para kazandırdıklarının koruması altındaydı, kısa yoldan para kazanmak isteyen yöneticilerin kanatları altında semirdi, tosuncuk lakabını aldı ve paralarla kaçtı gitti.

 

İKİNCİ DEFA KANDIRILMAK

İşin ilginç olanı, Tosuncuk’a parasını kaptıranları bu defa; “ondan paranızı geri alacağız” diyenler ikinci kez kandırdı.  Din ve milliyetçilik söylemleriyle soyup soğana çevirdikleri, “para yatırın, paranızı kurtaralım” vaadiyle yine milyonlarca lira dolandırılmış oldu.

 

Mehmet Aydın, teslim oldu ülkeye geldi ve hapse atıldı. Büyük ihtimalle onun yurtdışına kaçırdığı paralardan payını almak isteyen hâkimler savcılar devreye girecek. Tosuncuk, yine kandıracak. Zira kripto para vaadiyle daha geçen aylarda kandırılmıştık.

 

KOLAY PARAYA KANMAK

Yine kandırılacağız. Ruhunda dolandırıcılık olan ancak kolay paraya kanar. Tarihimizin en ünlü dolandırıcısı Sülün Osman, mahkemede kendini şöyle savunmuştu; “Hâkim bey, hayatım boyunca beni dolandırmaya kalkışmamış tek bir kişi dolandırmadım.”

Devamı: https://www.dunya.com/kose-yazisi/dolandirici-ureten-kurnazlik-kulturu/628207