- Hakkımızda
- TYB Ödülleri
- Genç Yazarlar Kurultayı
- Kitaplık
- Ahlâk Şûrası
- Yazar Okulu
- Mehmet Âkif Ersoy
- Türkçe Şûrası
- Milletlerarası Şehir Tarihi Yazarları Kongresi
- Yayınlar
- Söyleşi
- Şube Haberleri
- Salgın Edebiyatı
- Haberler
- Şiir Şölenleri
- Mesnevi Okumaları
- Kültür & Sanat Haberleri
- Kültür Kervanı
- Kırklar Meclisi
- Duyurular
- Biyografiler

- İstanbul15°C▼
- Ankara18°C
- İzmir17°C
- Konya17°C
- Sakarya17°C
- Şanlıurfa22°C
- Trabzon20°C
- Gaziantep16°C
SEVGİLİYE NOTLAR

M. Ali ABAKAY
1
Yine gönlümün çemberinde ayrık otları ayıklamanın zamanı geldi. Bağrımızda yetişen gülleri kopartanlar, zakkum çiçeklerini metheder oldu. Gözümden düşen çift yaş, toprağın bağrında yok olurken, güllerin kokularını çalanlar, zakkumun parlaklığıyla teselli etmesin, gönlümü. Ben, doğduğum toprakların bendesiyim, esiriyim. Bahçıvanı korkutup, gülleri dalından kopartanlar, bana yapma çiçekleri, deodorantlarla spreylerle allayıp pullayıp sunmasınlar. Bu benim intiharımdır, Sevgili!..
2
Sevgili, derdimi ifade edemeyen hasta gibiyim. Dermanını nerede bulayım, Şîr-pençenin? Beni hor gören, yerden yere düşüren, âşıkı olduğum güzelliğin farkında değildir ki yaptığı hatanın ne derecede kötü olduğunu nereden bilsin? Doğrudur, kaderime boyun eğiyorum. Fakat, ben kalemimle bana eza çektirenleri hiçbir zaman affetmeyeceğim. Bunu hem el bilsin hem âlem!..
3
Yeryüzünde sağnak sağnak yağan baran, benim ruhumu arındırmıyorsa kirlerden ve toprak kana kana susuzluğunu gidermiyorsa, yağan rahmet değil, gazaba dönüşür, bilinmelidir. Dünya ömrümüze bir kerecik düşecek merhamet yağmuru, göreceksin ki her türlü kirliliği beraberinde götürecek ve beklenen gerçekleşecektir, Ey Sevgili. Ben, buna eminim. Görmesek dahi çocuklarımız, bu rahmet tufanı karşısında sırılsıklam olmayı bilmelidir.
4
Sevgili, gönlümüz bugünlerde birer taziye-yas-şîn evine dönerken, kalkıp bizim mütekamil sofralarda besmele çekerek, utanmadan ve sıkılmadan yemeklere saldırışımız, sofradaki nimetleri per u perişan ettikten sonra ellerini havaya kaldırarak "Bulamayanlara da nasip et Ya Rabbi!.." deyişimiz, bana iki yüzlülükten başka bir durum hatırlatmıyor. Madem bulamayanlar var " ve "madem aç insanlar var." Neden elindekini paylaşmıyorsun, bu insanlarla? İftar sofralarına bu sebeple yabancılık çektiğimi dile getirirken, hata mı yapmaktayım? Bu soruya muhattap olanların suskunluğu, gönlümü daha bir incitmektedir, Ey Sevgili!...
5
Sevgili İnsanlığın ahvaline bakarken, gördüklerim beni şaşırtmaktadır. Öyle ruh hali içindeyim ki tarifi imkânsız. Aç olan karnını doyurmayı düşünmez, sarayları düşler. Zengin olanın hayali, kendisi gibi olanların çok üstüne çıkarak, dün önünde el-pençe durduklarının karşısında efendi kesilmek... Ya Rabbi, yarattığın beşer, nefsinin böyle esareti altında yaşadığı müddetçe, seni bilenlerin işi, onlara insan olduklarını hatırlatmak olacak: Ey İnsanlar, ben size doğrusunu söyledim mi?
6
Ey Sevgili, bak ahvalime ve acı bana, merhamet et. Yeryüzünde açlıkla imtihan edilenlere bakarken, merhametin eksikliğini duymaktayım, açıkçası. Peki bu ahlâksızlığın her çeşidi ortada mebzul miktarda varken, kendilerini her şeyin üstünde tutanların kimliklerinde, "Bu ahlâksız biridir" ibaresi neden yazılmaz? Sıfatı sanatçı, siyasetçi bilmem ne karın ağrısı olanlar, bir de kendilerini rol model olarak sunmuyorlar mı? Bu benim oldukça ağrıma gidiyor ve sol yanım, bu yüzden sancımaktadır, çoğunlukla.
7
Ey Sevgili!.. İnsana saygısızlık nerede ise, sana itaatsizliktir, bilmekteyim. Sana olan itaatsizliğin boyutları gittikçe artarken, bana düşen görev, sadece ve sadece bu itaatsizliğe karşı kalemime görevini hatırlatmaktır. İnsanlığın içine düşürüldüğü kaosun yaratıcılarını (!) sana şikâyet ediyorum.
8
Sevgili kan yeryüzünün neresinde akarsa aksın, bedduam, bu kanı akıtanların üzerinden eksik olmaz, olmadı ve olmayacaktır. Yeryüzünü kana bulayanlar, hangi inancı paylaşırsa paylaşsın, senin verdiğin canı almaya kendini memur bilenler (!), lanetlenmiş şeytanın kendisidir. Hangi coğrafya kana bulandırılmak istenirse fikir babaları ortada görünmemektedir. Artık insanlık, birbirine düşeceğine fikir babalarını sorgulamalıdır, açıkça.
Ey Sevgili, haksızlık karşısında susan olmak istemeyişimin en açık işareti, sana uzanan ellerimdir. Bu ellerimi hangi büyük günâhları işlemişsem işleyeyim, boş çevirme, bu günahkâr kulunu mahzun bırakma ve kahret, senin verdiğin emanet olan cana kast edenleri..
Ey Sevgili!.. Ellerimi boş çevirme katından ve çığlığını duy, yeryüzünün dört bir tarafındaki mazlumların. Kahhar sıfatınla kahret, onları ve Ebabil kuşlarını bekliyoruz, yeniden.
Ey Sevgili!... Ellerimi boş çevirme katından, duy mazlumların sesini, ellerimi boş çevirme katından.
Ey Sevgili!.. Ellerimi boş çevirme katından.
Ey Sevgili!..
03.08.2013
Yorumlar
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.