- Hakkımızda
- TYB Ödülleri
- Genç Yazarlar Kurultayı
- Kitaplık
- Ahlâk Şûrası
- Yazar Okulu
- Mehmet Âkif Ersoy
- Türkçe Şûrası
- Milletlerarası Şehir Tarihi Yazarları Kongresi
- Yayınlar
- Söyleşi
- Şube Haberleri
- Salgın Edebiyatı
- Haberler
- Şiir Şölenleri
- Mesnevi Okumaları
- Kültür & Sanat Haberleri
- Kültür Kervanı
- Kırklar Meclisi
- Duyurular
- Biyografiler
05 Kasım 2025- İstanbul17°C▼
- Ankara18°C
- İzmir22°C
- Konya19°C
- Sakarya19°C
- Şanlıurfa26°C
- Trabzon18°C
- Gaziantep24°C
SEVİL NURİYEVA'DAN: İRAN’LA ANLAŞMAK.
ABD’nin, nükleer programını test etmek için İran’a zaman tanıma stratejisi bölgede ne gibi değişikliklere yol açabilir? Öncelikle, İran’ın geçici başarısından dolayı Rusya’nın bölgedeki varlığını dikkatten kaçırmak doğru değildir.

ABD’nin, nükleer programını test etmek için İran’a zaman tanıma stratejisi bölgede ne gibi değişikliklere yol açabilir?
Öncelikle, İran’ın geçici başarısından dolayı Rusya’nın bölgedeki varlığını dikkatten kaçırmak doğru değildir. Zira Rusya için İran, önemli stratejik kaledir. Ayrıca İran’ı, İslam coğrafyasında Türkiye’nin önünü kesen tampon bölge olarak görmek gerekir.
Dikkat edilirse İran’ın Suriye, Irak ve Lübnan gibi ülkelerdeki kozları aslında Türkiye’nin İslam coğrafyasında büyüme ve genişleme stratejilerinin önünü kesen esas detaydır.
İsrail’in itirazlarına rağmen ABD’nin İran’a süre tanıma kararına karşı dikkali olunmalıdır. Anlaşılan o ki İsrail, galiba nükleer denemeler yapmak isteyen İran’dan, büyüyen İslam dünyasında birleştirici rol üstlenen ve tümüyle medeniyet coğrafyasında olumlu karşılanan Türkiye’nin yeniden önemli figüre dönüşmesini daha tehlikeli görüyor.
İran analiz edilirken, tarih boyunca izlediği strateji ve hedefleri dikkatlerden kaçırılmamalıdır. Şii mezhebine dayanan felsefesiyle İslam coğrafyasındaki tutumu birleştirici olarak nitelendirilmemelidir. Ayrıca İran’ın Türkiye ile ilişkilerinde izlediği çelişkili tavrı daima göz önünde bulundurmalıyız. İran’ın bu tutumunun kendilerince ciddi nedenleri vardır.
Çünkü, öncelikle İran’ın esasen en çok korktuğu husus, etnik kimliğe dönük uyanış felsefesidir. Unutulmamalıdır ki, İran’ın nüfusunun önemli oranı Türklerden oluşmaktadır. Evet, bu ülkede, İranlı kavramı ve Şii inancına sahip Türklerin oranının da küçümsenecek kadar az olmadığı da doğrudur.
Yazının devamı için: http://haber.stargazete.com/yazar/iranla-anlasmak/yazi-814067
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.