07 Kasım 2025
  • İstanbul16°C
  • Ankara10°C
  • İzmir14°C
  • Konya8°C
  • Sakarya14°C
  • Şanlıurfa15°C
  • Trabzon14°C
  • Gaziantep13°C

SEYFETTİN EROL'DAN: GULAM AZAMA İDAM CEZASININ JEOPOLİTİK GEREKÇELERİ

Dünyada gücün Batı’dan Doğu’ya doğru kaymaya başladığı süreçte önce Myammar, akabinde ise Bangladeş özelinde Güney Asya’da yaşanan son gelişmeler, “Büyük Oyun”un yeni rekabet ve çatışma alanı olarak bu bölgeyi işaret ediyor.

Seyfettin Erol'dan: Gulam Azama idam cezasının jeopolitik gerekçeleri

Bangladeş’in buradaki durumu ise “Yedi Kocalı Hürmüz”den farklı değil. Hem içerideki güç odakları-dinamikler hem de ülke üzerinde etki kurmayı çalışan dış güçler-dinamikler boyutuyla. Bunun için bölge haritasının ve bu haritada Bangladeş’in sahip olduğu yeri iyi okumak gerekiyor. Açıkçası, o zaman jeopolitik biliminin önemini bir kez daha idrak edeceksiniz.

Her şeyden önce, bölgede Bangladeş’in Hindistan-Çin ve ABD çıkar alanları arasındaki kilit konumu sizlerin de dikkatinden kaçmayacaktır. Özellikle Hindistan’la olan sınır konumu (bir yönüyle de Hindistan’ı doğudan kuşatan bir İslam ülkesi olarak), sahip olduğu Müslüman nüfus ve içerideki grupların bir kısmının Pakistan (ki burada Pakistan ile Çin arasındaki çok yakın ilişkileri göz ardı etmemek ve bu bağlamda her iki ülkenin Hindistan karşıtı tutumlarını da göz önünde bulundurmak gerekiyor) ve diğer İslam ülkeleriyle sahip olduğu “özel ilişkiler” de göz önünde bulundurulduğunda karşımıza bu jeopolitik denklemde Bangladeş’in sahip olduğu vazgeçilemez stratejik önem çıkacaktır.

Temel hedef Çin ve hatta çok ön plana çıkartılmamakla birlikte Hindistan olunca, oyun da bu kadar büyük çaplı ve hatta Myammar örneğinde görüldüğü üzere acımasız ve Bangladeş’teki gibi düzmece gerekçelere dayandırılan bir adaletsizlik örneği olarak karşımıza çıkabiliyor.

Dolayısıyla, Myammar ve Bangladeş’te yaşanan gelişmeler yeni emperyalist savaşın sonuç odaklı, nihai adıma yönelik bir ara parçası olarak karşımıza çıkmakta. Bir diğer ifadeyle, küresel güç mücadelesinde; Çin, Hindistan ve ABD arasındaki yakın çevreler ve kuşatma eksenli rekabetin ve bu bağlamda bölgedeki enerji kaynaklarını ve güzergahlarını hedef alan “Kaynaklar Savaşı”nın bir parçasıdır.

Bangladeş de 2001’den bu yana dikkatleri çeken doğal gaz kaynakları ve Çin’in Malakka Boğazı’na karşı Hint Okyanusu’ndan limanlarla alternatif güzergahlar geliştirme projesinin, Hint Okyanusu üzerinde bir hakimiyet mücadelesinin ve Çin’in özellikle Hindistan’ı denizden kuşatma stratejisinin (İnci Dizisi Stratejisi) bir parçası olarak karşımıza çıkmaktadır.

Daha somut bir ifadeyle, Bangladeş’in asıl önemi Çin karşısında oluşturulmak istenen ABD-Hindistan güvenlik stratejisinde bu ülkeye de rol verilmek istenmesidir. Nitekim iktidarda bulunan Şeyh Hasina’nın bu noktada Hindistan ile yakınlığı da dikkat çekmektedir.

Diğer taraftan, ABD açısından bölgesel statüko adına Çin’i dengeleyebilmek ve çevreleyebilmek için Hindistan-Bangladeş hattının güvenliğini sağlamak ne derece önemliyse, Çin açısından da bu kuşatma ve ittifaklaşma sürecini baltalamak, yarmak bir o kadar önem arz etmektedir. Hatta, bu oyunu bozma noktasında Çin’in gündeminde Hindistan ile çok yakın işbirliği arayışları ve bir takım projeler de söz konusudur.

Nitekim, “Rusya Federasyonu Cumhurbaşkanlığına Bağlı Stratejik Araştırmalar Enstitüsü”nün analizcisi Boris Volhonski “Bangladeş’deki Çatışmalar Kimin Çıkarına?” adlı çalışmasında bu ülkede meydana gelmekte olan krizlerin temelinde Myanmar sınırına yakın Cox’s Bazar’ın yakınlarında inşa edilmekte olan büyük deniz limanlarından kaynaklandığını dile getirmektedir. Volhonski’ye göre, eğer bu limanların inşası planlandığı şekliyle bitecek olursa, Bengal körfezinden Hindistan’ın kuzey, kuzeydoğu bölgeleri ile Çin’in güney bölgelerine ulaşım kolaylaşacak ve daha genelde Güney Doğu Asya devletlerinin, özelde ise Çin-Hindistan arasındaki bağlantının sağlanmasıyla birlikte bu ülkeler arasında ortak çıkarlara dayalı güçlü bir işbirliği zemininin sağlanması yolunda bir yumuşama ortamı ortaya çıkacaktır.

Gerçekten de, Çin ve Hindistan’ın ŞİÖ ve BRICS içerisinde oynadıkları rol ve tek kutuplu dünya karşıtı söylemleri göz önünde ulundurulduğunda, ABD’nin işi hiç de şansa bırakmadığı ve Bangladeş üzerinden Çin ile birlikte Hindistan’ı da kontrol altına almak istediği çok net bir şekilde görülecektir...

21.01.2013 Milli Gazete

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.