- Hakkımızda
- TYB Ödülleri
- Genç Yazarlar Kurultayı
- Kitaplık
- Ahlâk Şûrası
- Yazar Okulu
- Mehmet Âkif Ersoy
- Türkçe Şûrası
- Milletlerarası Şehir Tarihi Yazarları Kongresi
- Yayınlar
- Söyleşi
- Şube Haberleri
- Salgın Edebiyatı
- Haberler
- Şiir Şölenleri
- Mesnevi Okumaları
- Kültür & Sanat Haberleri
- Kültür Kervanı
- Kırklar Meclisi
- Duyurular
- Biyografiler
06 Kasım 2025- İstanbul17°C▼
- Ankara15°C
- İzmir18°C
- Konya17°C
- Sakarya16°C
- Şanlıurfa25°C
- Trabzon16°C
- Gaziantep21°C
SEYFETTİN EROL'DAN: “YENİ TÜRKİYE”DEN ŞİÖ MESAJI: “TAK SEPETİ KOLUNA, HERKES KENDİ YOLUNA” MI?
Henüz yolun başında olmakla birlikte, Şanghay İşbirliği Örgütü (ŞİÖ)’nün kapılarını “Diyalog Ortaklığı” statüsü çerçevesinde Türkiye’ye aralaması, hiç kuşkusuz oldukça radikal ve cesur bir adım.

Dolayısıyla, Ankara’nın işi hiç de kolay değil! Bir taraftan başta ABD olmak üzere, Batılı dostlarına ŞİÖ’ye üyelik sürecinin gerekliliklerini ve bu bağlamda onları ikna etmek için ne tür “ortak kazanımlar”ın olacağını izah etmeye çalışırken; diğer taraftan da, çok büyük bir olasılıkla yeni Doğulu dostlarına yeni bir başlangıç ve “temiz bir sayfa”ya olan ihtiyaçtan bahsedecek...
Çok taraflılığa işaret eden bu durum ne kadar sürer, bilinmez. Fakat Türkiye, Atlantik ile Asya arasında bir tercih ile karşı karşıya kalırsa asıl o zaman ne olacak? Aslında bu sorunun cevabı ufaktan şekillenmeye başlamış durumda. Ankara, bir süredir bunla ilgili önemli sinyaller gönderiyor desek, pek de yanılmış olmayız. Nasıl mı?
Dışişleri Bakanı Davutoğlu, bir önceki yazımızda da altını çizdiğimiz üzere söz konusu mutabakatı “Bu sadece bir başlangıç. Belki bir prosedürün tamamlanışı ancak birlikte el ele ve omuz omuza yürüyeceğimiz uzun bir yolun başlangıcı. Bizim ŞİÖ’ye bakışımız budur ve bundan böyle de bu doğrultuda hareket edeceğiz” olarak nitelendiriyor.
Davutoğlu, “Tüm üye ülkelere ve örgütün genel sekreterliğine, Türkiye’nin, yüzlerce değil binlerce yıldır beraber olan ülkelerden oluşan bir ailenin üyesi haline geleceği bu yeni dönemi mümkün kıldıkları için teşekkürlerimi sunuyorum” dediği konuşmasında Türkiye’nin örgütle bağlarını güçlendireceğini, öte yandan bütün ülkeleri tehdit eden tehlikelere karşı birlikte mücadele etme imkanı sunacağını kaydediyor ki, aslında meselenin bam telini de bu son cümle oluşturuyor.
Çünkü, Davutoğlu burada geçmişi çok eskilere dayanmakla birlikte “yeni bir aile ilişkisi” durumundan bahsediyor ve bu birlikteliğin “bütün ülkeleri tehdit eden tehlikelere karşı birlikte mücadele etme imkanı sunacağını” belirtiyor.
Soruyorum; ŞİÖ’nün varlık nedenini ve hedeflerini göz önüne getirdiğimizde, sizce bu örgüt açısından en büyük tehdit ne ya da neresi? Peki, bu tehdit sizce bu açıklamayı nasıl algılar ve yorumlar?
“Şanghay Beşlisi Üzerinden Okyanus Ötesi’ne Mesaj mı?” başlıklı yazımızda da değindiğimiz üzere, her ne kadar bu çıkış Türkiye’nin AB sürecinden duyduğu bir rahatsızlık gibi lanse edilse de, temelde Türk-Amerikan ilişkilerini hedef alıyor. Dolayısıyla, bu ifadeler 16 Mayıs öncesi “Selam olsun Washington Beyi’ne”den farksız, en azından Washington’daki algı bundan pek farksız olmayacak gibi...
ABD’nin olası tepkisinin dışında, burada Çin ve Rusya’nın Türkiye üzerinden bir takım hesapları da oldukça önemli. Ne de olsa ŞİÖ çok kutuplu bir dünya arayışı çerçevesinde üstü örtülü anti-Amerikancı iki büyük yapıdan biri. (Bir diğeri ise bilindiği üzere BRICS’dir.) ABD’ye rağmen dış politikada Çin ve Rusya dengesinin ön plana çıkartılması işte bu açıdan bir kez daha büyük önem arz ediyor. Çünkü, bunun arka planı aynı zamanda Suriye ve İran demek.
Bunun dışında, sürece özellikle Rusya’nın verdiği destek ve “teşvik” de oldukça dikkat çekici. Rusya, Çin’in bir takım itiraz ve çekincelerine rağmen niçin Türkiye’nin bu Örgüt’e girişinin önünü açmaya çalışır? Bu soru da aslında içinde barındırdığı cevap boyutuyla Türkiye’nin ŞİÖ sürecini özetliyor. Nasıl mı? Bir ara bunu da yazarız, ne de olsa Sayın Bakan’ın dediği üzere; “Bu sadece bir başlangıç”...
02.05.2013 Milli Gazete
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.