- Hakkımızda
- TYB Ödülleri
- Genç Yazarlar Kurultayı
- Kitaplık
- Ahlâk Şûrası
- Yazar Okulu
- Mehmet Âkif Ersoy
- Türkçe Şûrası
- Milletlerarası Şehir Tarihi Yazarları Kongresi
- Yayınlar
- Söyleşi
- Şube Haberleri
- Salgın Edebiyatı
- Haberler
- Şiir Şölenleri
- Mesnevi Okumaları
- Kültür & Sanat Haberleri
- Kültür Kervanı
- Kırklar Meclisi
- Duyurular
- Biyografiler
04 Kasım 2025- İstanbul16°C▼
- Ankara12°C
- İzmir18°C
- Konya12°C
- Sakarya13°C
- Şanlıurfa18°C
- Trabzon16°C
- Gaziantep13°C
SEZER TANSUĞ'UN SAVAŞI NEYE KARŞIYDI?
Sezer Tansuğ, çalışmalarıyla, kendine has yerlilik anlayışı ancak anlatamadığı kendi ile aramızdan geçen bir sanatkâr, tarihçi, eleştirmen... FadimeTürkölmez yazdı.

Meselesi kendisi olan bir adamın sisler arasında, bilmediği diller içinde, bir anlamda tutunduğu bir şey eleştirmek; bundan olsa gerek, aşk onun için ve tabi ki kendini açıklamaya giden yol biraz da… İşte bu yol oldukça yalnız çünkü dile düşmüş bir kez “iki atımlık barutu” var diye keskin nişancılığıyla… Ancak savaşı, sanatın belli bir alana sıkıştırılıp halktan, özellikle de gündelik yaşamdan uzaklaştırılmasına. Bu yüzden çok öfkeli: “Beni insan yerine koy!” diye haykırıyor adeta; halk sanattan anlamaz diyenlere karşı… Çünkü her yanlış bir nakış olan bir kültürden besleniyor o. Belki de tüm bunların temelinde, ilk gençliğinden beri elinden düşmeyen sazı var. Bir sanat tarihçisi, eleştirmen ve sanatkâr olmasında baş müsebbib yani…
Sözcükleri için propaganda provası
Sezer Tansuğ, zor biri. Kendi mahallesinde, başka mahallelerin ağzı ile konuşup yargı verenlerin arasında kalmış, bu yüzden de kendini ifade etme çabasına düşmüş bir eleştirmen. “Teknisyenlik bilgi” ile sınırlandırılmış alanın tam karşısına geçerek, karşıtı aramak dediği şeyin peşine düşmüş. “Şenlikname Düzeni” mesela bu sokaklarda gezilirken keşfedilmiş. Bu nedenle de her fırsatta sanatta “aşk ü keşfe” muhtaç olduğumuzun altını çiziyor. Ancak anlaşılmıyor, anlamıyorlar: “Ben de sizin çoğunuz gibi dostluğu yoksullukta buldum.” diyor. Bir ara reklam yazarlığı yapıyor ancak tutmuyor bir şeyler. “Sen propaganda yapıyorsun” diyorlar, kabul ediyor: “Bana sen reklam değil propaganda yapmaya çalışıyorsun diyorlardı; gerçekten öyleydi, kendi sözcüklerim için propaganda provası yapıyordum.” Sonrası sanatı ve sanatkârlığını kaleme döken Sezer Tansuğ…

“66 Kare” hedefi
Eleştiriyi bir anlamda daha iyiye ulaşmak için kullanan Tansuğ, en usta isimleri dahî sarsmayı hedeflemiş; çünkü o, eleştirinin bir körük olduğunu savunuyor. Derdi eserle değil. Bir eser onun için; dokunulası, dinlenilesi, hali hatrı sorulası bir şey… Bu nedenle sıkça dile getiriyor: “Bizim bir eserle kaynaşmamız daha bir kavuşma sevincine erişmemiştir.”
En çok da kendi eserlerimizin Batılı gözlerle görülemeyeceği için dertli. Bu nedenle de aykırı tüm sanat çevresine: “Batı’yı benimsemek, Batı’yla hesaplaşmaktan başka hiçbir şey değildir.” Haklı da, plastik sanatlar ve bize olan mesafe düşünüldüğünde… O yüzden sanat tarihçisi olan tarafıyla “66 Kare” diye bir işe girişiyor küçük bir dükkândan başlayarak. Türk-İslamklasiklerinin çağdaş sanatçılar ile buluşturulması amacıyla başlasa da yine farklı yorumlar geliyor. Ancak onda yargı kesin: “Batı kültürüne programlanmış medya ortamının unutturmayı ve küçümsetmeyi başardığı geleneksel kültürümüze yeniden ilgi ve saygıyı amaçlıyordu...” Böylelikle danışma kurulunda yer aldığı “I. Uluslararası İstanbul Çağdaş Sanat Sergileri’nin Geleneksel Yapılarda Çağdaş Sanat Sergileri” bölümündeki düşüncenin, hiç de farklı bir alana kaymadığının, tam amaca ulaştığının altını çiziyor.
Yazının devamı için: http://www.dunyabizim.com/Manset/16291/sezer-tansugun-savasi-neye-karsiydi.html
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.