- Hakkımızda
- TYB Ödülleri
- Genç Yazarlar Kurultayı
- Kitaplık
- Ahlâk Şûrası
- Yazar Okulu
- Mehmet Âkif Ersoy
- Türkçe Şûrası
- Milletlerarası Şehir Tarihi Yazarları Kongresi
- Yayınlar
- Söyleşi
- Şube Haberleri
- Salgın Edebiyatı
- Haberler
- Şiir Şölenleri
- Mesnevi Okumaları
- Kültür & Sanat Haberleri
- Kültür Kervanı
- Kırklar Meclisi
- Duyurular
- Biyografiler
‘ŞİİR YAZMIYORUM AMA ONUNLA DOLANIYORUM..’
Turan Koç geçtiğimiz günlerde ‘Şiir Durakları’ programında konuk oldu ve şiir serüvenini anlattı. Şakir Kurtulmuş etkinlikten notlarını aktardı.

05 Mart 2016 Cumartesi 10:17
Turan Koç, 70’li yıllarda edebiyat dünyasına girmiş önemli isimlerden... Edebiyat dergisinde yayınlanan şiirleri ve çeviri metinleri ile iz bırakan önemli şairlerimizden.
Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi'nde okurken tanışır Nuri Pakdil’le. Yolu Edebiyat dergisi ile kesişir ve sık sık dergi bürosuna giderek dergi bünyesindeki arkadaşlarıyla ilişkisi gelişir, Nuri Pakdil’in devrimci kişiliğinden etkilenir. İlk şiirleri ‘Kan Gibi Vakte Düşen’ adlı kitapta yer alır. ‘Fetret Zamanları’ ikinci şiir kitabı olarak yine Edebiyat Dergisi Yayınları arasında çıkar. Edebiyat dergisinde yayınlanan şiir ve yazıları yanında yaptığı çevirilerle de dikkat çeker.Eliot’tan, Ungaretti’den ve çağdaş Arap şairlerinin eserlerinden örnekler çevirir.
Edebiyat dergisinin yayınlandığı ilk dönemlerde politize olmuş bir ortam vardı. Turan Koç’un da, yerli düşünceye ait eserler veren diğer şair ve yazarlar gibi, şiir ve yazılarında İslami duyarlığın öne çıktığı görülür. İlk deneme kitabı ‘Ceylan Kovalamak’ Hece Yayınları’ndan çıkar. Edebiyat Dergisi ve Yayınları yayına ara verir, sükut eder ve bütün şair ve yazarlar değişik dergi ve yayınevlerinde çalışmalarını sürdürürler.
26 Şubat Cuma günü TYB İstanbul Şubesi'nde düzenlediğimiz ‘Şiir Durakları’ programında konuğumuz Turan Koç’tu. Şiir serüvenini anlattı. Mevlana’nın, Yunus Emre’nin, Mehmet Akif’in, Necip Fazıl ve Sezai Karakoç’un şiirle olan bağlantılarına değindi. Mevlana’nın 45 yaşına kadar yazmadığını, o dönemde yazmaya başladığını aktardı.
Arama felsefenin işi, şiir bulmanın işidir
İnsanın şiire yaklaşmaktan korktuğunu, kendinin de şiir yazmadığını ama onunla dolandığını söyleyen Koç, fakat bu durumun da yeterli olmadığını bildiğini ifade etti. Şiirin tasvir eden dil olmadığına, hatta bilgi veren bir dil olduğuna inandığını söyleyen Turan Koç, din dili ile şiir dili arasında olan bütün nesnelere bakıldığında, dini dile en yakın dilin şiir dili olduğunu söyledi. Ayrıca bu konuda çalıştığını, din dili ve şiir dili üzerine bir kitap hazırlamayı düşündüğünü de ifade etti.
Şiirin bir arayış olup olmadığı üzerinde de duran Koç, Üstad Necip Fazıl’ın da şiiri bir arama işi olarak nitelendirdiğini fakat kendisinin bu görüşe katılmadığını belirtti. Felsefe için arayışın bir keyif verdiğini, bir anlamda güzel buluşmaları önümüze getirdiğini ifade etti ve “'şiir arıyor' dediğimiz zaman bunu tam olarak karşılamadığını görüyoruz” dedi. Sanatın, şiirin en önemli sonuçlarından birinin, bütünleşmek, buluşmak, karşılaşmak olduğuna inandığını söyleyen Turan Koç, bu konu hakkında şöyle konuştu: “Arama felsefenin işi, şiir bulmanın işidir diye düşünüyorum. Şiirin işi analoji yani temsil. Kur'an-ı Kerim, temsil olarak anlatır. Temessül ruhun, idealin somutlaşması. O koca ruhları somutlaştırmak şiirin alanına giriyor."
Şiirde söylemek kadar susmanın da önemli olduğuna inandığını ifade eden Turan Koç, bu nedenle biraz çekindiğini ve yazmayı ertelediğini söyledi: “Şiirin teşhir dili olmadığına inanıyorum. Yazarken bu yüzden yavaş ve temkinliyim.
Devamı için: http://www.dunyabizim.com/Manset/23328/arama-felsefenin-siir-bulmanin-isidir.html
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği

Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.