- Hakkımızda
- TYB Ödülleri
- Genç Yazarlar Kurultayı
- Kitaplık
- Ahlâk Şûrası
- Yazar Okulu
- Mehmet Âkif Ersoy
- Türkçe Şûrası
- Milletlerarası Şehir Tarihi Yazarları Kongresi
- Yayınlar
- Söyleşi
- Şube Haberleri
- Salgın Edebiyatı
- Haberler
- Şiir Şölenleri
- Mesnevi Okumaları
- Kültür & Sanat Haberleri
- Kültür Kervanı
- Kırklar Meclisi
- Duyurular
- Biyografiler
05 Kasım 2025- İstanbul16°C▼
- Ankara15°C
- İzmir20°C
- Konya15°C
- Sakarya17°C
- Şanlıurfa21°C
- Trabzon15°C
- Gaziantep19°C
ŞİİRİN ´ANLAM´ SORUNU YOKTUR!*
* Kırım’da, “Şiir Atölyeleri” bölümünde “Şiirde Anlam Sorunu / Açık mı, Kapalı mı?” başlıklı oturumda sunduğum metnin kısaltılmış hâlidir.

Modern şiirin sıralanabilecek başka özelliklerinin yanında, bana göre, öne çıkan başat özelliği ‘çokanlamlılık’ niteliğidir.. Esasen, şiir, söz konusu ‘çokanlamlılık’ öğesiyle diğer yazılı metinlerden, araştırma alanlarından, bilimsel içerikli çalışmalardan kesinkes ayrılır.
Örneğin bir fizik metninin, doğası gereği ‘tekanlamlı’ bir dil içermesi gerekirken, bana kalırsa, şiirde ‘tekanlamlı’ bir dile boyun eğiş, metnin ‘zayıf’lığına işaret edecektir. Şundan dolayı: Fiziksel bir teorinin ‘bilimsel’ bir içerik taşıması için deneye açık olması, tekrarlanabilir özellikler taşıması, yanlışlanıncaya kadar da doğruluğu üzerinde mutabık olunması şarttır.
Bu bakımdan, dünyanın her yerinde genel geçer bir kavramlar sistematiğini içermesi zorunludur. Bu zorunluluk, fizik metninin ancak ve ancak ‘tekanlamlı’ bir dil ile iş görmesi neticesini doğurur.
Oysa, modern şiirde aranan ya da aranması gereken şey, metnin ‘çokanlamlı’ bir dil örgüsüne sahip olmasıdır. Esasen, şiir, tek anlamlı ve dolayısıyla tek boyutlu bir katmandan oluşmamalıdır; ideal olan budur. İşte şiirin dile kattığı ‘zenginliği’ buradadır: Şiir, okuyucuya, şairin oluşturduğu ‘estetik dünya’nın ‘derinliği’ oranında birden çok ‘anlam’ tadı verdiği kadar, farklı farklı estetik beğeni düzeylerinin oluşmasına da imkân sağlar.
***
Şiirin ‘anlam’ sorunu taşımayıp, ‘anlaşılırlık’ veya ‘anlaşılmazlık’ şeklinde bir ‘doku’ sorununu içermesi, kendisine yönelen okuyucunun bir ‘estetik süje’ olup olmadığıyla yakından ilgilidir. Bir şiirin ‘zor anlaşılır’lığı ya da ‘anlaşılamaz’lığı, okuyucunun şairin dünyasına nüfûz edememesinin tipik bir neticesidir.
‘Zor anlaşılır’, yani alışılmış algı kalıplarının dışında kalan, hemen ilk okuyuşta kendisini ele vermeyen, okuyucunun sahip olduğu dil sistematiğini bozan ve kimi zaman bilinen sentaks yapısını kıran şiire, “kapalı şiir” deniyor.
Peki, kime “kapalı”? Elbette, her türden okuyucuya değil; bazı okuyucu türleri için geçerli bu “kapalı”lık.. Bir şiire “Hangi ‘anlam’ı taşıyor, bu şiir ‘ne anlatıyor’?” şeklinde yaklaşmak, bir resme “Bu ‘neye benziyor’?” şeklinde yönelmek kadar ‘in-estetik’ bir tutumdur.
Şair, şiiriyle ‘yeni bir dünya’ oluşturur ve bu dünyanın ontolojik bütünlüğü, okuyucunun ‘sezgi kalitesi’ne göre ‘anlam’ ve/veya ‘anlam sarmalı’ kazanır. Öte yandan, ‘kolay anlaşılır’ ya da ‘anlaşılır’ şiirlerin, “açık şiir” şeklinde nitelendiği görülüyor.
Bunun anlamı şudur: Bir şiir metni, hemen herkesin algılayabileceği/alımlayabileceği bir dil düzeyindeyse, okuyucuya ‘anlamlandırma’ güçlüğü çıkarmıyorsa, örneğin konuşma ve iletişim dilinin sınırları içinde kalıyorsa, bu şiir ‘kolay anlaşılır’, diğer bir deyişle “açık şiir”dir.
Okuyucu için yoğun bir ‘estetik donanım’ ve ‘poetik birikim’ gerektirmez. “Açık şiir”, daha ziyade ‘tekanlamlı’ bir dile yaslanır. Günümüzde şiir, herkese hitap eden, herkesin kolaylıkla algılayabileceği bir sanat faaliyeti olmaktan çoktan çıkmıştır. Evet, günümüzde şiir bir ‘seçkinlik’ işaretidir ve kendisine yöneleceklerden ‘seçkin’ bir okur profili talep eder!
İhsan DENİZ
ideniz@yenisafak.com.tr
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.