Emeklilik, ömrün gün batımı vakti. Bir zamanlar apaydınlık olan dünyâ gölgelenmeye, gölgeler uzamaya başlamıştır.
Geleceğe dönük ümitler, hayâller, projeler yerini geçmişe dönük hâtıralara bırakmıştır. Dost muhabbetlerinde bugünden de bahis açılsa da uzun sürmediğini, nasıl olduysa yine eski günlerden konuşmaya başladığımızı hayretle fark ederiz. Gençlikle ihtiyarlığın ayrıldığı çizgi burasıdır sanki. Söze “Bizim zamânımızda…” diye başlıyorsak bizim için hayâtın başka bir devresi başlamış demektir.
Bir zamanlar hayâtın tam ortasındasınızdır. Hayât sanki sizin etrâfınızda dönmektedir. Talebeleriniz, velîleriniz, iş arkadaşlarınız… Bir koşuşturmacadır gitmektedir. Hayâta, ülkenize, milletinize, insanlığa bir şeyler katmak için ümîdiniz vardır. Birtakım müspet kıvılcımlar ümîdinizi kamçılamakta, şevkinizi artırmaktadır. Yetiştirdiğiniz îmânlı, ahlâklı, vatanperver talebeleriniz üniversite kazanmış, bitirmiş, hayâta atılmış, akademisyen olmuş, devlet kademelerinde hizmete atılmıştır. Başka idealist kişi ve teşekküllerin gayretleriyle birlikte sanki dünyâda bir şeyler değişecek gibi görünmektedir. Bütün bunlar hayâta daha bir heyecânla yapışmanıza vesîle olmaktadır.
Devamı: https://www.yeniakit.com.tr/yazarlar/ahmet-talib-celen/sonra-bir-gun-zil-calacak-yine-36828.html
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.