- Hakkımızda
- TYB Ödülleri
- Genç Yazarlar Kurultayı
- Kitaplık
- Ahlâk Şûrası
- Yazar Okulu
- Mehmet Âkif Ersoy
- Türkçe Şûrası
- Milletlerarası Şehir Tarihi Yazarları Kongresi
- Yayınlar
- Söyleşi
- Şube Haberleri
- Salgın Edebiyatı
- Haberler
- Şiir Şölenleri
- Mesnevi Okumaları
- Kültür & Sanat Haberleri
- Kültür Kervanı
- Kırklar Meclisi
- Duyurular
- Biyografiler
TARİHİ HAYATLAR ÜZERİNDEN OKUMAK DAHA CAZİP
Çalışmalarında daha çok Osmanlı tarihinin son yüzyılına yoğunlaşan, Şehir Üniversitesi Tarih Bölümü hocalarından Doç. Dr. Abdulhamit Kırmızı ile son çıkan kitabı "Avlonyalı Ferit Paşa & Bir Ömür Devlet" adlı kitabını konuştuk.
20 Şubat 2015 Cuma 14:33
Çalışmalarında daha çok Osmanlı tarihinin son yüzyılına yoğunlaşan, Şehir Üniversitesi Tarih Bölümü hocalarından Doç. Dr. Abdulhamit Kırmızı ile son çıkan kitabı "Avlonyalı Ferit Paşa & Bir Ömür Devlet" adlı kitabını konuştuk.
Kitabınız hayırlı olsun. Tarihsel bir dönemi biyografi üzerinden okumaya çok aşina değiliz, neden böyle bir tercihte bulundunuz?
Geçmişi anlamanın ve anlatmanın muhtelif yolları var. Biyografi de tarihe açılan güzel bir kapı. Hayatlar üzerinden tarih okumayı daha cazip buluyorum. İnsanlı yazılan tarihler kuru kronolojik veya strüktürel anlatılardan daha canlı bir geçmiş tasavvuru sunar. Bir hayatın uğradığı duraklar üzerinden bir tarih dilimini anlamaya çalışmak tarih yazımını zenginleştirir, okuyucuyu daha zengin bir mazi dünyasına götürür. Mesela 1851’de doğup 1914’te ölen Ferid Paşa’nın biyografisini okumak, Osmanlı Tarihi’nin Tanzimat’tan Cihan Harbi’ne kadar uzanan önemli bir dönemini onun yaşadığı mekanlar, bulunduğu coğrafyalar, çalıştığı kurumlar, içinde bulunduğu halklar, etrafındaki insanlar üzerinden okumak demektir.
Şüphesiz her biyografi böyle bir okumaya elverişli değildir, bu anlamda Avlonyalı Ferid Paşa'yı özel kılan nedir?
Ferid Paşa’nın kariyeri, Osmanlı Devleti’nin idari ve adli reformlarına paralel olarak geliştiği için, adeta bu dönemde devletin ve toplumun yaşadığı dönüşümün şerhi gibidir. Taşrada bir katiplikle başlayan, idari, harici ve adli görevlerle geliştikten sonra, valilik ve sadrazamlıkla taçlanan bir kariyer. Kariyer durakları taşra idaresinden Şura-yı Devlet’e, vilayet kurumlarından Babıali ofislerine kadar birçok teşkilat ve müessesenin bilinmesini gerektiriyor. 1898’de Konya’ya vali olduğunda, 32 yıllık kariyerinin ilk 16 yılını taşrada, diğer 16 yılını merkezdeki görevlerde geçiren Ferid Paşa, 5 yıla yakın Konya valiliğinden sonra 5 yıldan fazla sadrazam oluyor. Meşrutiyet’ten sonra onu Ayan meclisinde, İzmir valiliğinde, Dahiliye Nazırlığında görüyoruz. Yarım asra yakın bir devlet kariyeri. Yani, “Bir Ömür Devlet”.
Aynı zamanda, Meşrutiyet’in ilanıyla yükseldiği zemin ayağının altından kaydıktan sonra sendeleyen, ama sabit-kadem kalmayı başaran bir devlet adamı. Arnavut olması, merkezileşen ve modernleşen devletin hikayesine millet ve milliyetçilik boyutu katıyor. Ferid Paşa, Arnavut ile Osmanlı olmak arasındaki geçişkenlikleri ve çelişkileri derinden yaşamıştır. Bu bakımdan kimliklerin akışkanlığı, sadakatlerin çoklu katmanları hakkında öğretici tahlillere izin veren bir hayat hikayesi.
Padişaha çok yakın olması, bize saray çevresi ve Yıldız merkeziyet sisteminin işleyişi hakkında değerli bilgiler sağlıyor. Hayatındaki durakların çeşitliliği Girit’ten Arnavutluk’a, Bosna-Hersek’ten Bulgaristan’a, Diyarbekir’den Konya’ya, İzmir’den İstanbul’a bir çok coğrafyayı kapsamayı gerektiriyor. Girit ayaklanmalarından Makedonya’daki çetelere, Anadolu’daki kıtlıklardan Konya’daki su sorununa, İstanbul’daki diplomatik çevrelerden taşradaki konsoloslara kadar çeşitli konularla haşir neşir olmayı sağlayan bir yaşamöyküsü.
Devamı için: http://www.dunyabizim.com/?aType=haber&ArticleID=19546
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.