- Hakkımızda
- TYB Ödülleri
- Genç Yazarlar Kurultayı
- Kitaplık
- Ahlâk Şûrası
- Yazar Okulu
- Mehmet Âkif Ersoy
- Türkçe Şûrası
- Milletlerarası Şehir Tarihi Yazarları Kongresi
- Yayınlar
- Söyleşi
- Şube Haberleri
- Salgın Edebiyatı
- Haberler
- Şiir Şölenleri
- Mesnevi Okumaları
- Kültür & Sanat Haberleri
- Kültür Kervanı
- Kırklar Meclisi
- Duyurular
- Biyografiler
TARKAN ZENGİN: GEZİ’DEN YÜRÜYÜŞE AĞAÇTAN ADALETE
1917’de ekmek kuyruğunda soğuktan titreyen kadınların Rus Devrimi’ni tetiklemesine öykünerek bugünkü konforlu yürüyüşün devrim getireceğini düşünmek sol romantizminin doruk noktasına ulaştığını gösteriyor.
10 Temmuz 2017 Pazartesi 11:41
1917’de ekmek kuyruğunda soğuktan titreyen kadınların Rus Devrimi’ni tetiklemesine öykünerek bugünkü konforlu yürüyüşün devrim getireceğini düşünmek sol romantizminin doruk noktasına ulaştığını gösteriyor. Milyonluk rezidans daireleri olan, 2 milyon TL telefon giderini millete ödeten ve sözümona “adalet” için en önde yürüyen CHP’li kadın vekille kıyaslamak, soğukta ekmek kuyruğunda bekleyen Rus kadınlara hakaret değil mi?
Ülkemizde yakın siyasi tarihe baktığımızda kitlesel eylemlerin ve sokak hareketlerinin iktidarları değiştirme aracı olarak kullanıldığını görürüz. Ordu göreve pankartlı eylemler, üniversitelerin hareketlendirilmesi, Cumhuriyet mitingleri, 6-8 Ekim Kobani olayları, Gezi kalkışması, liselilerin kışkırtılması, Güneydoğu’da çukur siyaseti ilk akla gelen sokak yoluyla iktidarı devirme amaçlı eylemler. Bu ve benzeri olaylardan sonuç çıkaramayanlar her fırsatta sokak çağrıları yapmaya devam ediyor.
Kendilerini sol/sosyalist toplumsal muhalefet olarak konumlandıran bazı gazeteler ve yazarlar neredeyse her gün onlarca sokak ve iç savaş çağrısı içerikli yazı ve makale neşrediyor. Bir yazar “Aman ha evden çıkmayalım. 2019’u bekleyelim. Sandığa gidelim. Yine bir sonraki seçimi bekleyelim. Kitlenin enerjisini düşürelim. Öyle mi?” diyor. Bir başka yazar ise “Gayri meşru olana karşı direniş fikri canlı tutulmaya devam edilmeli. Tüm “mantıklı” uzlaşma yollarını tüketme faslındayız. Ta ki mantıklı isyanlar etrafında birleşene kadar” diyor. Adalet yürüyüşünü Hayır’ın devamı olarak gören bir yazar ise “Seküler tabana seslenmek, beraber direnme kapasitesini arttırmak ve özgüveni tazelemek için yürüyüşü dalga dalga büyütmek, somut talepler etrafında çeperini genişletmek ve Hayır’ın enerjisini diri tutmaktan” bahsediyor. Hayır’ın devrimci unsurları, muhalefeti sokakla bağ kurmaya teşvik etmeli diyen bir başka yazar ise sokak şiddetine davet eden şu sözleri söylüyor: “Eğer hâlâ suskun ya da “ılımlı” kalarak bu gidişatın değişmesini bekleyenler varsa ya da İslamcılarla demokratik diyalog düşleri kuranlar mevcutsa onlara tatlı rüyalar diliyorum. Biz bu kâbustan onlarsız çıkarız”. Şiddeti bu cümleleri aşan çok sayıda yazı görmek sıradanlaştı. Ötekileştirmenin, baskının, hayat tarzına saldırmanın ve şiddet çağrısı yapmanın ne demek olduğunu anlamak isteyenlerin bu çevrelerin yazı dünyasına bakması yeterli olacaktır.
Devamı: http://www.star.com.tr/acik-gorus/geziden-yuruyuse-agactan-adalete-haber-1234754/
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.