- Hakkımızda
- TYB Ödülleri
- Genç Yazarlar Kurultayı
- Kitaplık
- Ahlâk Şûrası
- Yazar Okulu
- Mehmet Âkif Ersoy
- Türkçe Şûrası
- Milletlerarası Şehir Tarihi Yazarları Kongresi
- Yayınlar
- Söyleşi
- Şube Haberleri
- Salgın Edebiyatı
- Haberler
- Şiir Şölenleri
- Mesnevi Okumaları
- Kültür & Sanat Haberleri
- Kültür Kervanı
- Kırklar Meclisi
- Duyurular
- Biyografiler
TASAVVUF, EDEBİYATIMIZIN VAZGEÇİLMEZİDİR
Bu yıl 4’üncüsü düzenlenen İstanbul Edebiyat Festivali kapsamında edebiyat camiasının yakından tanıdığı onlarca isim, edebiyatseverlerle buluşmaya devam ediyor.

Tasavvufun işlendiği romanlara değinen Nuriye Akman, “Bence 2 tip yazar vardır; Marangoz yazarlar ve rüyada yazan yazarlar. Ben kendimi 2. sınıfa koyuyorum. Beni ne cezp ettiyse onun peşinden gittim. Görme organının göz olmaması, kalp olması ve kalbin de ancak terbiye edilmesi durumunda görebilmesi beni etkiledi. Son romanımda atı, nefsin bir sembolü olarak görmüşüm. Diğer bir romanımda da köpek balığı, nefsin bir sembolü olarak çıktı. Tasavvuftan bahseden her metin roman olmuyor. Roman, modern zamanların eseridir. Yani, insanın iç çatışmalarına korkmadan, cesaretle bakabilmesi lazım” şeklinde konuştu.
“BİR DERVİŞİN PEŞİNDEN YILLARCA DOLAŞTIM”
Yazacağı roman için, romandaki kahramanı gerçek hayatta tanımak için yaşadığı bir tecrübeyi anlatan Sadık Yalsızuçanlar, “Ben bir dervişin peşinden 3-4 sene dolaştım. Acaba bir derviş romanı yazabilir miyim diye. Fakat sonradan bunun ne kadar sıkıntılı bir şey olduğunu gördüm. Tasavvufi metinleri anlamakta zorluk çekeriz. Çünkü, okuyan başka anlar, başkası başka anlamlar çıkarır” ifadelerini kullandı.
Yaklaşık iki saat süren program dinleyicilerin sorularının cevaplandırılmasıyla sona erdi.



- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği

Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.