- Hakkımızda
- TYB Ödülleri
- Genç Yazarlar Kurultayı
- Kitaplık
- Ahlâk Şûrası
- Yazar Okulu
- Mehmet Âkif Ersoy
- Türkçe Şûrası
- Milletlerarası Şehir Tarihi Yazarları Kongresi
- Yayınlar
- Söyleşi
- Şube Haberleri
- Salgın Edebiyatı
- Haberler
- Şiir Şölenleri
- Mesnevi Okumaları
- Kültür & Sanat Haberleri
- Kültür Kervanı
- Kırklar Meclisi
- Duyurular
- Biyografiler

- İstanbul19°C▼
- Ankara16°C
- İzmir18°C
- Konya17°C
- Sakarya19°C
- Şanlıurfa24°C
- Trabzon19°C
- Gaziantep22°C
TOK
Çocuk çok güzel gülüyordu, kahkahalarla gülmeye başladığında ona bakan herkes ister istemez tebessüm ederdi.

13 Temmuz 2021 Salı 15:32
Yazar: Saniye Mecek
Çocuk çok güzel gülüyordu, kahkahalarla gülmeye başladığında ona bakan herkes ister istemez tebessüm ederdi. Beyaz tenli, al yanaklı, ela gözlü Ayhan, ortaokula gidiyordu. Yıllardır yaşadığı bu sıcak memleketin güneşini bir kerecik bile üstüne örtmemişti sanki. Güneş acımıştı Ayhan’a, yüreğinin yangını yeter ona demişti ve tenini hiç yakmamıştı. Öyle ya, Ayhan ciğer acısıydı.
Anne ve babası ayrılalı yıllar olmuştu. Babası yeniden evlenmiş annesi ise iki oğlunu yanına alarak başka bir memlekete göç etmişti. Ayhan’ın annesi okumamıştı, belli bir mesleği yoktu. Bulabildiği sigortasız, basit işlerde çalışır, kazandığı azıcık parayla kıt kanaat geçinirdi. Ayhan’ın Ahmet adında bir de abisi vardı. Ayhan ilkokula adımını attığı günden itibaren yatılı okulda kalıyordu ama Ahmet annesiyle birlikte yaşardı. Ayhan buna hiçbir zaman anlam veremedi, kendisi hep yatılı okulda kalırken bir-iki yaş büyük abisi neden annesinin yanında, evlerinde kalıyor, annesine sarılarak uyuyabiliyordu. Bunu anlamıyor, anlamak istemiyor, bir türlü kabul edemiyordu. Haklıydı! Öğretmenleri de konuşmuştu iki kardeşin durumunu ama onlar da anlamamıştı. Nihayetinde anneye sormuşlardı. Yanıt, bir annenin yanardağ misali yüreğinden yol yol akan, geçtiği yeri yakıp kavuran kelimelerin yangınıydı: “Aç kalmasın diye. Ayhan, Ahmet gibi değildir; varı yoğu bilmez, hep ister, kanaat edemez, iştahı da açık. Yurtta kalırsa yemek yediğini, doyduğunu bilirim en azından. Devlet bakar oğluma, gözüm arkada kalmaz” demişti. Gerçekten yaşıtlarına göre daha iriydi Ayhan, yemeyi de severdi ama annesinin yanında kalsa kanaat etmeyi öğrenemez miydi? Bir lokma yetmez miydi?
Devamı: https://www.insaniyet.net/tok/
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.