- Hakkımızda
- TYB Ödülleri
- Genç Yazarlar Kurultayı
- Kitaplık
- Ahlâk Şûrası
- Yazar Okulu
- Mehmet Âkif Ersoy
- Türkçe Şûrası
- Milletlerarası Şehir Tarihi Yazarları Kongresi
- Yayınlar
- Söyleşi
- Şube Haberleri
- Salgın Edebiyatı
- Haberler
- Şiir Şölenleri
- Mesnevi Okumaları
- Kültür & Sanat Haberleri
- Kültür Kervanı
- Kırklar Meclisi
- Duyurular
- Biyografiler
TÜM ZAMANLARIN EN ZAMANSIZ ZAMANI
Zaman algımız, yaşadığımız kültürün kodlarına, yaşımıza ve o sıradaki halet-i ruhiyemize bağlı. Modernliği ve kadim zaman algımıza ne yaptığını hep konuşuyoruz, konuşacağız.
03 Ocak 2019 Perşembe 09:31
Yeni duyduğum, “aşık olana su gibi gelirmiş zaman, korkana ve üşüyene yıl gibi” sözünün sebebi ise halet-i ruhiyemizin zaman algımıza etkisi... Mutluluk, dikkat ve iş yoğunluğu nedeniyle varoluşumuz “an”dan taştığında, zamanın nasıl geçtiğini bilemeyiz. Sanki o vakitler zaman atının üzerine binmiş, dörtnala koşuyor gibiyizdir. Ama sıkıntılı vakitlerde zaman bizi içine çeker, bir türlü geçmek bilmez.
Zaman algımızın belirleyicileri arasında, çoğu zaman fark edilmese de, kişiliğimiz de var. Bence hayatı ve insanları olduğu gibi zamanı algılamamızda da etkisi çok büyük kişiliğimizin. Başını kaşıyacak vakti olmayanlar, sürekli işlerini erteleyip duranlar, şimdi ne yapmalıyım diye kukumav kuşu gibi düşünenler, bir türlü bir işte sebat etmeyen maymun iştahlılar... Bunlar durduk yerde değil, kişilikleri yüzünden bu haldeler, o yüzden zamanı böyle algılıyorlar. Her yere kişiliğinizi de götürüyoruz, her işi onun tezgahında kuruyor ve yapıyoruz. Neyse bunlar bildiğimiz ama çoğu zaman elimizden bir şey gelmeyen şeyler. Biz yine yaşadığımız zamanların, modernliğin zaman algımıza etkisine gelelim…
Her şeyin çalışma, üretim ve tüketim ölçeğinde ele alındığı, “boş zaman”ın işten kalkarak tanımlandığı bir devirde yaşıyoruz. Oysa kadim devirlerde düşünme, tefekkür etme, hayır ve hasenat işleriyle uğraşma ve ibadet bir “çalışma” olarak görülüyor, ona verilen “emek”, iş yaşamından daha yeğ tutuluyordu. Şimdiyse mesaiye bağımlıyız, doğrudan çalışma yaşamının içinde olmasak, emekli olsak dahi… Dostumuza randevuyu bile iş saatlerine göre veriyoruz. Modern işlerin tabiatı da öncekilerden çok farklı. Birçok işte tarladaki köylünün yaptığı gibi hem çalışıp hem sohbet etmek mümkün değil...
Devamı: https://www.yenisafak.com/yazarlar/erolgoka/tum-zamanlarin-en-zamansiz-zamani-2048765
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.