TUNUS'TA ’BÜYÜK KOALİSYONUN’ İLK SINAVI

Dünyanın Suriye'ye odaklandığı ve  müdahaleye hazırlandığı bir dönemde Tunus geçen hafta yeni bir terör saldırısıyla vuruldu. Bu defa cumhurbaşkanını korumakla görevli bir güvenlik aracı bir canlı bomba tarafından havaya uçuruldu. Saldırıda 13 kişi hayatını kaybetti. Son saldırıyla saldırganlar sivillerden, kanaat önderlerinden, turistlerden ve askerlerden sonra siyasî gücün zirvesi kabul edilen  cumhurbaşkanını da  hedef alabileceklerini gösterdiler. Bu saldırı saldırganların devlet aygıtına sızmış olabilecekleri şüphesini de beraberinde getirdi. Ülkede olağanüstü hal ilan edildi. Bazı bölgelerde akşam 9'dan sabah 5'e sokağa çıkma yasağı getirildi. Ülke tek vücut görüntüsü verse de siyaset cephesinde suların ısındığı bir gerçek. Nida Tunus-Nahda koalisyonu ulusal barış adına atılmış büyük bir adım olarak değerlendirilse de  uluslararası destekten yoksun olması geleceğine dair belirsizliği artırıyor.

Saldırının IŞİD tarafından üslenilmesi gözleri komşu ülke Libya'ya çevirdi. Libyalılar için Tunus-Libya sınırı önemli bir geçiş noktası. Tunus makamları Brado (18 Mart) ve Sus (26 Haziran) terör saldırılarından sonra sınır denetimlerini artırdı. . Ancak 300 kilometrelik sınırını denetlemekte zorlandığı  gibi   Tunus'un güney vilayetlerinde geçimini karaborsadan sağlayanlar  için önemli bir geçiş ve kaynak yolu olması işleri kolaylaştırmıyor. Turizm gelirlerinin erimesinden,  yatırımların daha çok kuzey vilayetleriyle sınırlı tutulmasından doğan boşukları karaborsa dolduruyor.   Sus  saldırısını gerçekleştiren IŞİD militanının Libya'dan gelmesi kadar IŞİD'in saflarına katılmak üzere gelenlerin Tunus'u geçiş güzergahı olarak kullanmaları güvenlik önlemlerini artırmaya zorluyor. Ancak Tunus'tan Suriye'ye veya Libya'ya giden gençlerin olması (tam sayısı bilinmiyor. 3500 - 5000 arasında olduğu tahmin ediliyor) saldırın içeriden  organize edilmiş olabileceği şüphesini artırıyor.

Devamı: http://www.dunyabulteni.net/haber-analiz/347456/tunusta-buyuk-koalisyonun-ilk-sinavi