- Hakkımızda
- TYB Ödülleri
- Genç Yazarlar Kurultayı
- Kitaplık
- Ahlâk Şûrası
- Yazar Okulu
- Mehmet Âkif Ersoy
- Türkçe Şûrası
- Milletlerarası Şehir Tarihi Yazarları Kongresi
- Yayınlar
- Söyleşi
- Şube Haberleri
- Salgın Edebiyatı
- Haberler
- Şiir Şölenleri
- Mesnevi Okumaları
- Kültür & Sanat Haberleri
- Kültür Kervanı
- Kırklar Meclisi
- Duyurular
- Biyografiler
TURHAN UTKU: CEVAT AYHAN’IN ARDINDAN (1)
1958’de sınavları kazanıp kaydımızı yaptırdıktan sonra, Vezneciler’deki yurttan Harbiye’deki İTÜ yurduna geçtik. Yurt dediğimiz eski bir apartmandı.
21 Mayıs 2018 Pazartesi 10:29
Müdür bizi altı kişilik bir odaya verdi. Üç kişi makine ikinci sınıftandı. Cevat Ayhan da o sene makineyi kazanmıştı. İnşaatçı olarak Salih’le ben de inşaatı kazanıp bu odaya öyle geldik.
Cevat’la tanışmamız ve dostluğumuz işte bu odada başladı. Dört sene neredeyse hep aynı odada yatıp kalktık. Cevat’la dostluğumuz 1958 senesinde, bu odada işte böyle başladı ve ölene kadar da devam etti.
Ben o sene namaza yeni başlamıştım. Cevat henüz kılmıyordu. Hatta lisede Akis dergisi alırmış. Akis gibi bir dergiyi bir lise talebesinin alıp okuması, onun ilerde siyasete ilgi duyması demekti. Demek ki Cevat, yapı olarak mayasında siyasetçilik vardı. Eve gazete gelirdi ama ben şahsen bu tip dergilere pek ilgi duymazdım. Daha sonraki senelerde de özellikle siyasetle ilgili kitaplar, özellikle de hatırat kitapları alıp okuduğunu biliyorum. Bizim gibi değildi. Dokusunda siyasetçilik vardı. Arı Yıllığında arkadaşı onun için “Ders kitaplarının beş, on misli başka kitap okurdu. Siyasetçi mi olacaksın derdik” diye yazmış. Evet, içimizde en çok okuyan oydu. Ve işe lise öğrencisiyken bile Akis gibi bir dergiden başlamıştı.
Odadaki ikinci sınıf öğrencilerine yapı olarak çok uzaktık. Onlarla özel bir dostluk kuramadık. Cevat’la kolay kaynaşmıştık.
O sıralar Türk Yurdu Dergisi çıkıyordu. Ben onu alıyordum. Ayrıca Büyük Doğu çıkıyordu. Onu da alıyordum. Böyle dergilerin varlığının ilk defa farkına varıyordum. Hoşuma da gidiyordu. Bu dergiler bana heyecan veriyordu. Başlangıçta sadece bir hevesti benimkisi. Ama o arada yavaş yavaş şuurlanıyordum.
Bu dergilere o da ilgi duymaya başladı. Dediğim gibi her şeyden önce okuyan birisi idi. Böylece birbirimizi motive ediyorduk.
Daha sonra o beni solladı. Mehmet Şevket Eygi haftalık Yeni İstiklal Dergisini çıkartıyordu. Okuldan çıktıktan sonra gider o dergide çalışır, Eygi’ye yardım ederdi. Hatta bazı küçük yazılar da yazardı. Bir dergi getirir, yazılarını bize gösterirdi. Ben böyle bir şey yapmayı düşünmezdim bile. Sene sonuna doğru artık iyice şuurlanmış, ne yaptığını bilen gençler olmuştuk.
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.