30 Nisan 2024
  • İstanbul13°C
  • Ankara15°C

“TÜRK DEVLETLERİ TEŞKİLATI” DA NEREDEN ÇIKTI?

D. Mehmet DOĞAN

16 Kasım 2021 Salı 09:00

Türk dünyasının 1990’ların başında siyasî olarak ortaya çıkışı çok da beklenen bir şey değildi. O sıralar Sovyet sisteminin yıkılacağına dair kehanetler yaygındı, hatta tarihler verilirdi, fakat o tarihler gelir ve geçerdi.

Fakat yıkıldı!

Bu en çok bizi ilgilendiriyordu ve yıkılış anında yapılacak hamle önemli idi. Turgut Özal bu hamleyi yapan lider olarak tarihe geçti. Esasen bu hamleyi onun gibi dinî-islamî muhtevası bilinen birinin yapması bazılarını hayrete düşürdü, bazılarını da rahatsız etti. Böyle bir hamle ancak “türkçü”, “turancı” bir lider tarafından yapılabilirdi. Hatta Özal gibiler Türklerini birliğine düşmandı!

Bir tabu tam olarak yıkılmadıysa da sarsıldı. Türkiye Cumhuriyeti “son Türk devleti” olmak iddiasına nihayet verecek bir hamle yaptı ve sırayla Kırgızistan, Özbekistan, Azerbaycan, Türkmenistan ve Kazakistan’ın istiklâllerini ilk tanıyan ülke oldu. Bu ülkelerle ilişkilerin tesisi için Turgut Özal’ın nasıl gayret sarfettiğini unutmamamız gerekir. Onun vefatından sonra Türk devletleri ile ilişkilerde bir gevşeme oldu. İlgi çekici husus, ilişkilerin en kötü seyrettiği zamanın milliyetçi partinin iktidar ortağı olduğu dönem olmasıdır. Daha sonra Tayyip Erdoğan ilişkileri rayına oturtmak için ciddi gayret sarfetti.

Türkiye’de 20. Yüzyılın önemli akımlarından biri Turancılıktı. Turancılığı Ziya Gökalp adeta muhayyel bir ülke olarak çizmişti. Hayal çoğu zaman hakikatin yol açıcısıdır. Fakat Turancılığın bir zamanlar siyaseten Almanların, bir zamanlar da Amerikalıların ilgilendiği bir akım olduğunu da akıldan çıkarmamak gerekir. Samimi ideal sahipleri yanında, başka sebeplerle bu davaya sahip çıkanların varlığı unutulmamalı.

Doğrusu durup dururken “ben Türküm” diyenlerden ürkerim. Aynı şekilde yerli yersiz müslümanlık iddiası ortaya atanlardan da uzak dururum. Bunlar bu ülkede tabiîdir, ilânı gerekmez. Türk olmamız ve Müslüman olmamız olağandır, bu ülkede böyle olmamak istisnaidir. Türklük ırk olarak Türk olmak mecburiyeti yüklemez.

1992’den itibaren "Türkî-Türkçe Konuşan Devlet Başkanları Zirveleri" yapılmaya başlandı. Türk Konseyi Kuruldu. Zamanla ilişkilerde gevşemeler oldu. Türk devletlerinin arasında ihtilaflar çıktı. Bir aralar Türkiye ve Kazakistan’dan başka bu konuya ehemmiyet veren devlet kalmadı. Tayyip Erdoğan’ın konuya ilgisi denilebilir ki, Türk devletleri arasındaki birlik ümidini sürekli diri tuttu.

Pratik faydası çok fazla görülemeyen böyle bir ittifakın Karabağ savaşından sonra ete kemiği bürünmesi dikkatten kaçırılmamalı. Türkiye Karabağ mücadelesinde Azerbaycan’a kayıtsız şartsız destek verdi. Hatta “Türk devletleri” Azerbaycan’a destek konusunda ekseriya kararsız kaldılar. Buna rağmen Türkiye desteğini sürdürdü ve sonuç alıcı bu destek Türk dünyasında yeni bir birlik ümidi yeşertti.

“Türk Devletler Teşkilatı”nın böyle bir zamanda ortaya çıkması boşuna değil. Bu teşkilatın kurulmasında Tayyip Erdoğan’ın rolünün, isimlendirme dahil birinci derecede olduğundan şüphe yok. Eğer bu konu bürokratlara bırakılsa idi, adı muhtemelen Türk Devletleri “Örgütü” olurdu. Bu adlandırmada diğer Türk devletlerinde “örgüt” diye bir kelimenin bilinmemesi/kabul görmemesi yanında, teşkilatın Rusça “organizatsiya” karşılığı olarak yaygın şekilde kullanılmasının rolü de yabana atılmamalıdır. Böylece Türkiler bize, uydurma-sentetik değil köklü türkçede birleşebileceğimizi de göstermiş oldular.

“Türk Devletleri Teşkilatı” en çok kimleri heyecanlandırmalı idi? Aklı başında kanaat önderleri (Nuri Gürgür gibi) dışında böyle bir birliğin teşekkülünde kafalarına yatmayan, hatta zaman zaman “Türk düşmanı” olarak nitelendirdikleri bir liderin müstesna rolü onları suskunluğa sürükledi. Tayyip beyden memnun değilsiniz, hadi onu bir tarafa bırakalım; ya Türklerin birliğinden?

 

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.