29 Nisan 2024
  • İstanbul14°C
  • Ankara15°C

TÜRK ŞİİRİNİN BEYAZ KARTALI BAHAETTİN KARAKOÇ

Ahmet Doğan İLBEY

20 Ekim 2020 Salı 08:00

Bahaettin Karakoç, anadan doğma şairdir. Sonradan olmuş bir şair değildir.

Kendi ifadesiyle “Kâlübelâdan beri muhacirim ben / Her nereye gitsem Ensar karşıladı / Bir at, bir kurt, bir yılan anladı da / Kendi cinsimden olanlar anlamadı / Omuz vurup geçenlerin açtığı yara / Kevgire çevirdi sevdalı yüreğimi / Ey Sevgili / Ne zaman darda kaldımsa / Hep sana yazdım arzuhalimi / Hep sen yetiştin imdada / / Bir kabir kapısının ağzında / Ne bir Münker, ne bir Nekir'im ben.”

Şiirimizin beyaz kartalı. Şiirle yoğrulmuş çileli bir ömür, soylu bir kelime avcısı.”  O, şiirin bir beyaz kartalıdır ki şu mısralar ancak onun kartal yüreğinden neşet eder: “Hangi yayla yeşil, nerde keklik çok / Gel seninle orda olalım çocuk /Kayalar, kayalar... Sırt sırta vermiş / Kimi yeni mürit, kimisi ermiş.” Şiiri bir sorumluluk sayan usta şair Bahaettin Karakoç'un şiirin unsurlarıyla ilgili pek çok târif ve yorumu vardır. Onun şiir târifleri tıpkı birer şiir havasındadır: “Şiir, şairin zikir aracı, kanatlı kelimeler armonisi, iç yangını. Şiir her zaman tan aklığında iyilik ve güzellik için yüreklerde çarpan kuş. Yağmur öncesi rüzgarı, yağmur çiçeği ve yağmur sonrası gökkuşağı. Şiir, bir sözdür; aşk yemini gibi güzel, ana sütü gibi helâl bir söz. Mâveradan eser, mâveraya akar. Bu akış içinde şiirin dalgaları, kime, ne kadar dokunmuşsa, o dokunduğu kimse şiirden o kadar nasibini alır.”

Devamı: https://www.yenisoz.com.tr/turk-siirinin-beyaz-kartali-bahaettin-karakoc-makale-49993

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.