- Hakkımızda
- TYB Ödülleri
- Genç Yazarlar Kurultayı
- Kitaplık
- Ahlâk Şûrası
- Yazar Okulu
- Mehmet Âkif Ersoy
- Türkçe Şûrası
- Milletlerarası Şehir Tarihi Yazarları Kongresi
- Yayınlar
- Söyleşi
- Şube Haberleri
- Salgın Edebiyatı
- Haberler
- Şiir Şölenleri
- Mesnevi Okumaları
- Kültür & Sanat Haberleri
- Kültür Kervanı
- Kırklar Meclisi
- Duyurular
- Biyografiler
10 Kasım 2025- İstanbul14°C▼
- Ankara4°C
- İzmir17°C
- Konya4°C
- Sakarya11°C
- Şanlıurfa16°C
- Trabzon13°C
- Gaziantep10°C
TÜRKİYE YAZARLAR BİRLİĞİ’NDEN 312 GENERAL DAVASI İLE İLGİLİ AÇIKLAMA:
“Bu dava da gösteriyor ki, Türkiye’de adaletin tesisi birinci öncelikli mesele haline gelmiştir” 312 generalin açtığı bir tazminat davasının Vakit gazetesine karşı Türkiye’nin hukuk tarihinde benzeri görülmemiş bir cezalandırmaya dönüştürülmesi sadece gaz

“Bu dava da gösteriyor ki, Türkiye’de adaletin tesisi birinci öncelikli mesele haline gelmiştir”
Davanın açılış süreci, sıradan, olağan bir tazminat davası ile karşı karşıya olmadığımızı açıkça göstermektedir.
Bir köşe yazısında sadece 2 komutanla ilgili eleştiri sözkonusu iken, 312 generalin davaya dahil edilmesi ve hepsine tazminat ödenmesi yönünde karar tesisi bir düşüncenin ve basın kurumunun en ağır şekilde cezalandırılması şeklinde yorumlanabilir.
Başka mesleklerle, görevlerle ilgili bu şekilde sonuçlanmış bir dava ortada yokken, 312 generalle ilgili davanın bu şekilde sonuçlanması zihinlerde soru işaretleri bırakmaktadır. Generaller hukukun neresinde? Benzer bir davayı her hangi bir mesleğe mensup olanlar açsa idi, nasıl bir sonuca varılırdı?
Bir köşe yazısı ile 312 general hedef alındığından mı dava açıldı, yoksa 28 Şubat sonrasında Türkiye’nin yeni bir yola sokulması için yürütülen bir operasyonla mı karşı karşıyayız?
Bu orantısız tazminat cezası adaletle ve hukukla asla bağdaştıralamaz. Kaldı ki, yazıda kişilere yönelik, doğrudan şahsiyet haklarını rencide edici bir ifade kullanılmadığı görülmektedir.
Kamuoyuna mal olan darbe günlüklerinde, bu davanın açılış süreci ile igili net bilgiler varken, bir gazetenin susturulmasına yönelik bir operasyon olduğundan şüphe yokken, mahkemenin bunu dikkate almaması, izah edilebilir değildir. Bunun tek izahı, yargının bütünüyle 28 şubat parantezinden çıkamaması olabilir.
Bir kaç generali hedef alan bir eleştiri bütün generallere teşmil edilebiliyorsa, basının eleştiri hakkı kolaylıkla ağır cezalarla ortadan kaldırılabilir demektir. Bu endişe verici durumun iç hukuk yoluyla, Yargıtay'da giderileceğini umuyoruz.
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.