- Hakkımızda
- TYB Ödülleri
- Genç Yazarlar Kurultayı
- Kitaplık
- Ahlâk Şûrası
- Yazar Okulu
- Mehmet Âkif Ersoy
- Türkçe Şûrası
- Milletlerarası Şehir Tarihi Yazarları Kongresi
- Yayınlar
- Söyleşi
- Şube Haberleri
- Salgın Edebiyatı
- Haberler
- Şiir Şölenleri
- Mesnevi Okumaları
- Kültür & Sanat Haberleri
- Kültür Kervanı
- Kırklar Meclisi
- Duyurular
- Biyografiler
“TÜRK’ÜN ENİ TÜRK’ÜN BOYU”
08 Mart 2024 Cuma 10:07
Fikr-i kavmiyyeti şeytan mı sokan zihninize?
Birbirinden müteferrik bu kadar akvâmı,
Aynı milliyyetin altında tutan İslâm’ı,
Temelinden yıkacak zelzele kavmiyyettir.
(Mehmet Akif Ersoy)
Millet Olabilmek
Millet mefhumu muhayyeldir. Anlam dairesi içinde birçok unsuru barındırır. Tüm değişkenlerine rağmen millet kavramı, insan ve toplum açısından kendilik bilincinin en net tezahürünü yansıtır. Millet, herhangi bir toplumun, düşüncenin ya da duygunun kendini ötekinden ayıran temel özellikleriyle tebarüz eder. Burada ağırlıklı olarak, ırk ya da din temelli ayrımlar söz konusudur. Bu açıdan bir toplumu diğerinden ayıran temel özellikler ortadan kalktığı takdirde, millet olma vasfı da çöküntüye uğrar. Bu kavramı, Bedri Gencer‘in terkibiyle netleştirebiliriz. Gencer, İranlıların İslamlaştığında tarihsel kimliklerini kaybettiğini ve yeni bir kimlik kazandıklarını ifade eder. Arapların İslamlaşmaları ile hâlihazırdaki kimliklerini tahkim ettiğini söyler. İslam’ın dönüştürücü gücüne en büyük örnek ise Türklerdir. Türklerin, İslam ile bütünleşmesi, tarih sahnesine çıkmalarını sağlayarak, İslam, Türkler için bizatihi bir kimlik halini almıştır. Bu haliyle, millet olmamızın bir diğer ifadesi İslamlaşmaktır. Esasen Türk diyerek, İslam’a doğrudan işaret ederiz.
Peki, Türklerin İslam’dan önceki varlıklarını hesaba katmalı mıyız? Bu soruya birçok açıdan cevap verilebilir. Ancak İslam öncesi Türk varlığı, Avrupalı icadı olduğundan, şüphe duymamızı gerektiren bir durum. O tarihi kimin, ne zaman, hangi koşullarda yazdığı ve Anadolu’da nasıl yeşertildiğini düşünürsek pek haksız sayılmam. Konumuz bunun nasıl ortaya çıktığını soruşturmadığı için es geçiyorum. Açıkçası Türklerin İslam öncesi geçmişini tarihsel bir varlık bağlamında ele almak söz konusu olduğunda, millet olma vasfının değersizleştirildiğini düşünebiliriz. Bunun nedeni ise millet olabilmenin en önemli gerekçesi olan ortak tarihsel hafızadır. Türklerin tarih sahnesindeki rolüne bakıldığında, İslam bu denklemden çıkarıldığı vakit ortada Türk milletine dair üzerinde durulabilecek referans göze çarpmaz. Çünkü tarihsel hafızayı doğuracak bilgiden mahrumuz. Zaten bu hafıza olmadığı için Avrupalılar, İslam öncesi Türk tarihi yazma yoluna gitmişlerdir.
Devamı: https://edebifikir.com/fikir/turkun-eni-turkun-boyu.html
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.